Trabzon’daki verilere baktığımız zaman 2018 yılına kıyasla Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın oyu sadece 1 puan düşmüş, 2018’de CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce yüzde 20,8 oy alırken Millet İttifakı partilerinin ortak adayı yüzde 28 oy almış. AKP, Trabzon’da milletvekilliği seçiminde ise 8 puan gerilemiş, CHP ise oyunu 3 puan arttırmış.
Bize bu tablo şunu gösteriyor.
21 yıllık AKP iktidarı, mental yorgunluğuna rağmen, ekonomik sıkıntılara rağmen, rantçılara ve vaat ettiği sözleri yerine getirememesine rağmen Trabzon’da sadece çizik derecesinde bir yara almış.
CHP ise dezavantajları, avantaja çevirememiş.
Sosyolojik tabloyu okuyarak Trabzon’un milliyetçi-muhafazakar yapısı üzerine seçim stratejisini kuran
Cumhur İttifakı, ekonomik buhranı, adaletsizliği ve ülkenin diğer temel sorunlarını bastırarak söylemlerinin göbeğine ‘terör’ konusunu oturttu.
“Terörizm kurgulu” seçim çalışmasının propagandasını yapmak için de çok zorlanmadılar.
Medyayı yok saymadılar.
Medyaya çok ciddi para aktardılar.
Bütün milletvekili adayları hep bir ağızdan Millet İttifakı temsilcilerine de, seçmenlerine de ‘terörist destekçisi’ dediler. Bunu açık açık söylediler.
‘Karadenizlilerin yüzde 5’i PKK’lıdan beter’ diyen Tahsin Becan’a ağız dolusu tepki gösterirken, Trabzonlu dostlarına, hemşerilerine, hemen her gün yüz yüze baktıkları Millet İttifakı siyasetçilerine ve seçmenlerine ‘terörist destekçisi’ dediler.
“Apo’yu, Selaattin Demirtaş’ı çıkaracaklar” iftirasını attılar.
Tuttu mu? Tuttu. Vatandaş bu yalanları yedi mi? Yedi.
Muhalefet bu söylemlere karşı AKP’nin uzun yıllar HDP’nin oyunu alabilmek için verdiği hayati tavizleri ortaya koymaya çalışsa da o kadar hengame içinde bu cevaplar cılız kaldı.
Cumhur İttifakı’nın ortağı Hizbullah terör örgütünün uzantısı HÜDA-PAR’a Trabzonlular iki kez stant kaldırtmasına rağmen, Millet İttifakı bu durumu provokasyoncu duruma düşmemek için siyasi argümana çevirmedi. Terör konusunda en çok söylem geliştirmesi beklenen İYİ Parti, topa girmedi, daha çok milletvekili çıkarmaya odaklı çalıştı.
Millet İttifakı, HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin özellikle kadınlarla ilgili korkunç fikirlerini kadınlara anlatamadı.
Milliyetçi-muhafazakar Trabzonluların tepki oyları, Millet İttifakı’na gitmek yerine daha çok Cumhur İttifakı’nda konsolide oldu.
AKP, muhafazakarlara ithafen ‘Millet İttifakı gelirse başörtüsü yasağı gelir’, ‘ARAP turistleri kovarlar’ söylemlerini yaydı.
Milliyetçi ve muhafazakar damarlara şerbeti vermeyi başardı.
Ekonomik ve sosyal anlamda yaşanmaz bir şehir haline gelen Trabzon’daki seçmen hiç ötesine, berisine bakmadı beka söylemlerine odaklandı.
Cumhur İttifakı, Trabzon’a birinci sıraya Bakan Karaismailoğlu’nu koydu.
Vali, AKP il başkanı gibi çalıştı.
Valinin böyle çalıştığı bir yerde devletin tüm kurumlarının AKP’ye hizmet ettiğini düşünmekten daha doğal bir durum olamaz.
Belediyelerin de AKP’de olması sahip olunan imkanlar üzerinde inanılmaz bir konforlu alan sağladı.
Dört koldan AKP’ye çalışıldı.
Nitekim sonuçlar ortada…
Trabzon’da anlaşıldı ki; milliyetçi ve muhafazakar seçmene yönelik söylem geliştiren oyları alır.
Seçim ikinci tura kaldı.
Erdoğan her ne kadar yüzde 49,5 oy alsa da başkanlık sistemi gücüyle seçime giden AKP’nin oyları yüzde 42’lerden 35’lere düştü.
AKP, ciddi oranda kan kaybetti.
Şimdi bu çerçevede 11 gün sonra 2. Tura gidiliyor.
Millet İttifakı’nın milliyetçi-muhafazakarlara yönelik söylemlerle seçime gitmesi lazım.
Nitekim CHP hariç, İYİ Parti, Saadet Partisi, Deva, Gelecek, DP, hepsi sağ parti.
Kılıçdaroğlu’nun hemen her kesime yönelik vaatleri, AKP’yi en çok köşeye sıkıştıran durumdu.
AKP seçmene hiçbir vaat sunamadığı unutulmamalı.
AKP, ATA İttifakı’nın adayı Sinan Oğan’a giden oylarını ürkütmeden Kürt seçmene hitap edecek söylemler geliştirmeye hazırlanıyor.
AKP’nin ve MHP’nin ‘terör’ üzerinden yürüttüğü propagandanın önünün kesilirse, Sinan Oğan’a giden oylar da, Kürt seçmenin oylarını da Millet İttifakı’na yakın duruyor.
Sonuçlar açıklandıktan sonra yapılan en büyük yanlış, deprem bölgesindeki seçmeni ve AKP’ye oy veren seçmeni aşağılayan cümlelerdir.
Bundan acil vazgeçilmedir.
AKP, bu durumdan ciddi oy devşiriyor.
Yeni oy kullanacak gençler ve 2. Turda oy kullanmaya hak kazanan gençler daha özgür bir ülke istiyor. Onlara hitap edilmeli ve sandığa hiç gitmeyen seçmen harekete geçirilmeli.
Cumhur İttifakı ‘Seçimi biz kazandık’ havası yaratsa da işin kolay olmadığının onlarında farkında olduğu unutulmamalı. Millet İttifakı’ndaki yenilgiyi kabullenmiş hava Cumhur İttifakı’nın en büyük motivasyonu gibi duruyor.
Cumhur ittifakı sırf bu nedenle puan farkını açmak için çalışıyor.
Hedefleri bu.
Seçim güvenliği noktasında topu sadece sandık görevlilerine bırakmak kolaycılık, her bölgenin siyasetçileri okulları ziyaret etmeli, moral, motivasyon vermeli.
AKP, bunu hemen her sandık için yaptı, ikinci turda daha da örgütleneceklerdir.
Seçimlerin adil bir ortamda yapılmaması demokrasi açısından büyük kayıptır ancak her ne olursa olsun sonuçlara saygı göstermek durumundayız.
***
Kendi adıma da bir not düşmek isterim.
Ben tarafsız değilim.
Tarafım.
Haklıdan tarafım, ezilenden tarafım, mağdur edilenden tarafım, demokrasiden, adil bir düzenden tarafım.
Böyle düşünen herkesin de yanındayım.
Yanlışa 'yanlış' demeye devam edeceğim.
Her zaman gerçeğin yanında oldum, olmaya da devam edeceğim.
İnandığımı insanların yanında oldum, olmaya da devam edeceğim.
Her zaman mağdur olanın hakkını savundum, savunmaya da devam edeceğim.
Mesleğimi kişisel çıkarlarım için kullanmadım.
Güçlünün yanında olmak en kolayıydı, güçlünün sözcülüğünü yapmak da...
Böyle bir tarzımız olmadı, olmaz da, beni her zaman haklının yanında, haklının ve gerçeğin sözcülüğünü yaparken göreceksiniz.
Bu değişmez.
Bir anlamı olmadığını düşünebilirsiniz. Size de saygı duyarım.
Ama beni cebimin rahatlığı değil, vicdanımın rahatlığı mutlu ediyor.
Siz de buna saygı duyun isterim.
Bu nedenle içim, vicdanım son derece rahat.
Böyle düşünen milyonlarca insan olduğunu biliyorum.
Ayrıca en umutsuz olduğum anda aklıma gelen ilk isim Atatürk’tür.
Her ne olursa olsun, mücadele edeceğim...
Gazeteci tarafsız değil bağımsızdır.