Mesleğe başladığımdan günden itibaren bugüne kadar halen aktif siyasetin içinde olan bir kaç tane isim var.
Bu isimler sırayla; Ahmet Kaya, Ayşe Sula Köseoğlu, Adnan Günnar, Ahmet Metin Genç, Muhammet Balta, Salih Cora, Selaattin Çebi, Turgay Şahin…
18 yıl boyunca kimler geldi, kimler geçti Trabzon'un siyaset arenasından...
Kimileri unutuldu, kimileri hatırı sayılır izler bıraktı.
Aktif siyasete yeni isimler katıldı, mevcut siyasi konjonktürün durumuna göre dünya görüşleri ve felsefelerine göre siyasette yerlerini belirlediler.
AK Parti döneminin siyasete getirdiği bir alışkanlık durumunu yeni siyasetçilerin çok çabuk benimsediğini görüyorum. Bu alışkanlığı muhalif yeni siyasetçilerde de görmek gerçekten üzüntü verici.
Gazeteciliğin ‘gazetecilik’ olduğu yıllarda siyaset yapanlar iyi bilir; siyasetçiler, gazeteciler aracılığı ile kamuoyu denetimini enselerinde hissederek siyaset yaparlardı.
Ağır eleştirilere maruz kalır, verecekleri her demecin geri dönüşünü hesaplayarak konuşurlardı.
AK Parti döneminde iktidara mahkum hale getirilen gazeteciler, maalesef süreç içinde eleştiri yapamaz, kamuoyu adına görevlerini özgür şekilde yürütemez, düşündüklerini yazamaz, konuşamaz hale getirildi.
Bu baskılara ve yıldırma politikalarına ‘eyvallah’ demeyen gazeteciler de, maddi-manevi ağır bedeller ödedi.
Bu bedelleri ödemeyi göze alan gazetecilerden birisi olarak iktidardan ya da muhalefetten siyaset arenasında yerini alan ya da almayı düşünen siyasetçilere birkaç öneride bulunmak istiyorum.
Siyasetin doğasında olan ‘eleştiri’ ne yazık ki gelinen noktada çıkar ve menfaat ilişkilerine göre yapılır ya da yapılamaz hale geldi.
Gazeteci-siyasetçi ilişkileri maalesef bu doğrultuda yürüyor.
Siyasetçiler güzellemeler duyarak, bu güzellemelere göre gazeteciye muamele yapacak, gazeteciler de güzellemeler yaparak ceplerini dolduracak ya da çıkarı doğrultusunda eleştiri yaparak siyasetçiye parmak sallayacak!
Böyle bir ortamda vatandaşın doğru-gerçek habere ulaşması nasıl mümkün olabilir ki?
Böyle bir sistemin yarattığı toplumu da işte hep birlikte izliyoruz…
Tepeden, tırnağa rantçı bir nesil…
Bugün eleştiriye kapalı, kulaklarını sadece güzellemeler yapan kişilere açan iktidar siyasetçileri, yöneticileri, bürokratları vs. yanlış üstüne yanlış yaparak ülkeyi her noktada perişan hale getirdi.
Yerelde de durum maalesef farksız…
Hal böyle iken; bu metodu kendisine uyduran bazı muhalefet siyasetçileri de kendilerini eleştiriye kapatarak, eleştiri yapanları düşmanlaştırmaya, güzelleme yapanları ise desteklemeyi seçmişler…
Trabzon siyasetinde AK Parti’nin hem ülke genelinde hem de yerelde yarattığı bu “eleştiriyi hazmedememe, baskılama, ötekileştirme, eleştiriyi kişiselleştirme, gerekirse şikayet etme” gibi alışkanlıkları edinenler var.
Bu alışkanlığa uygun bir siyaset düzeni oluşturulmuş olabilir.
İşinize öyle geliyor olabilir ve bunun da kazanımını yaşıyor olabilirsiniz. Ama inanın kısa vadede faydalı gibi görünen bu alışkanlık, bir hoşgörü sanatı olan siyaset arenasında siyasi ömrünüzü kısaltacaktır.
Bu “al-gülüm, ver-gülüm” sistemi kolay yaratılmadı evet, kolay da düzelmeyecektir buna da evet…
Ama kişisel değil, toplum için siyaset yapma arzunuz varsa eğer sizinle ilgili olumsuz bir haber gördüğünüzde bu haberin doğruluğuna, hangi gazetecinin neden bu haberi yaptığına bir bakın ve eğer gazetecinin çıkar sağlama amacıyla yaptığını görüyorsanız o gazeteciyi uyarın ve lütfen deşifre edin, eğer gerçekten haklı bir haberse kendinize çeki düzen verin…
İkinci ve bağlantılı bir öneri de,
Siyaseti çok iyi bilmiyor olabilirsiniz, medyayı da bilmiyor olabilirsiniz ama mütevazi olmayı, dinlemeyi ve her fikre saygılı olmayı kesinlikle bilmeniz gerekir.
Uzun soluklu, düzgün, dürüst, iz bırakan bir siyasetçinin nitelikleri yaşadığı şehrinin her noktasına yayılır.
Umarım Trabzon’un siyasetindeki yeni isimler ve yer almayı düşünen isimler bu niteliklere sahip olur…
AKP in ülkemize kazandırdığı bir kavram "yandaş ve muhalif gazeteci". Gazetecinin görevi toplumu doğru bilgilerle bilgilendirmektir..Yandaşı da muhalifi de yoktur gazeteciliğin.Kendini böyle konum***dıran vars o gazeteci değil. bulnduğu tarafın yardaköısıdır