Kişileri hedef alan yazılar yazmayı pek tercih etmem ancak iktidar cephesinden ‘İfade özgürlüğü’ ile ilgili o kadar güzel cümleler geldi ki, madem öyle fikirlerimizi özgürce yazalım istedik…
AK Parti’nin kayıp 2 vekili var, biri Muhammet Balta, diğeri Adnan Günnar…
‘Kayıp’ diyorum çünkü sesleri hiç çıkmıyor.
Neredeler, ne yaparlar bilmiyoruz.
Bu sessizlik partilerinin tasarrufu mu, yoksa kendi tercihleri mi onu da bilemiyoruz ama seçilmiş kişilerin böyle bir tercihte bulunma lüksü yoktur.
Trabzon’un 6 milletvekili olmasına rağmen 4 milletvekilinin görünmesi Trabzon’un genelinin sorunudur.
Makul bir açıklama gerektiren bir konudur.
Gelelim AK Parti’nin diğer 2 milletvekiline,
Salih Cora meclisteki çalışmaları ile gündeme geliyor, partisinin politikalarına başarılı şekilde hizmet ediyor, açıklamalarının genel değerlendirmesini yaparsak da Sedat Peker’in açıklamalarından sonra Süleyman Soylu’nun zedelenen itibarını toparlayıcı bir misyonu var gibi, Trabzon ziyaretlerinde de hakkını verelim esnafın yanına, kırsal mahallelere gidiyor ve vatandaşlarla hasbihal ediyor, dertlerini dinliyor, çözmek istediğini çözüyor…
İş bulma, iş çözme gibi taleplerde de “O işleri Salih Cora halleder” deniliyor.
Gelelim tek kadın milletvekilimiz Bahar Ayvazoğlu’na…
Uzun yıllardır gazetecilik yapıyorum, birçok milletvekili tanıdım, takip ettim, ben Bahar Ayvazoğlu’nun ne iş yaptığını halen çözemedim.
Sürekli polemik ve (kendi deyimi) cevap yetiştirmeleri ile karşımıza çıkan Ayvazoğlu, acaba milletvekilliğini bu mu zannediyor?
Trabzon’un bir ton sorunu var, bir tonnn…
Ulaşımından, ekonomisine, turizminden, eğitimine kadar kronikleşmiş, kangren haline gelmiş bir ton sorunu var. Hangisi için bir çözüm ortaya konulmasını sağlamış Sayın Ayvazoğlu, hangisi için tek kelam etmiş, kamuoyuna yansımadan gizlice çözüm üretilmeye çalışılıyorsa onları bilemiyoruz ama Trabzon’un sorunları da kabak gibi ortada…
Belki biz iyi takip edememiş olabiliriz, bir basın toplantısı düzenleyip milletvekilliği döneminde yaptığı çalışmaları açıklarsa bizi de kamuoyunu da aydınlatmış olur kanaatindeyiz.
Bazen de meclisten canlı yayınlar yaparken karşımıza çıkmıştı, keşke yapmasaydı, en azından mecliste ne yaptığını bilmemiş olurduk, Bahar Hanım AK Parti sıralarından muhalefet sıralarına bir çığlıkla bağırıyordu, yine kendi deyimiyle orada da cevap yetiştiriyordu.
Mevcut iktidarda Trabzonlu 5 bakan ve 4 milletvekili var ama maalesef Trabzon’un durumu içler acısı!
Elbette hepsinin gayreti vardır ama siyaset biraz da iş bitiricilik beceri, kabiliyet ve birikim işi.
‘Trabzon bu anlamında en kötü dönemini yaşıyor’ dersek, maalesef yanılmış olmayız.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE AK PARTİ!
Geçen gün Bahar Ayvazoğlu’nun ‘İfade özgürlüğü’ ile ilgili bir açıklamasını okudum, okurken gözlerim yaşardı!
‘İfade özgürlüğünü’ o kadar güzel savunmuş ki, ben de söylemlerine güvenerek bu yönelttiğim eleştirileri bahsettiği ifade özgürlüğü kapsamında değerlendireceğini umut ediyorum.
Ne demiş Ayvazoğlu:
“Korkmayın, ifade özgürlüğü demokrasinin sigortasıdır. İnsanların sosyal medyadaki paylaşım ve yorumları bireysel ve kitlesel ifade özgürlüğünü geliştirmekte ve güçlendirmektedir. Yeter ki şiddeti, terörü kutsamaya, hakarete, tehdide, suçu ve suçluyu övmeye varmasın. Soyut nitelikte eleştirel ifade içeren, ifade ve düşünce özgürlüğünün sınırları dışına çıkılmayan, paylaşım ve yorumlar hukuk düzeni içinde meşru kabul edilmeli, özgürlük ve demokrasi sizin de önceliğiniz olmalıdır. Belki bir gün. Kim bilir? Yalan, iftira, algı ve manipülasyonun siyasette bir yöntem olarak kullanılmadığı günler... Evet, bugün muhalefet siyasette her yolu mubah sayıyor, yalan, iftira, algı ve manipülasyon bir yöntem olarak devrede ve sözcüleri adeta bir yalan makinesine dönüşmüş fakat biz yine de ısrarla temiz siyaset umuduyla, yalan iftiraları deşifre edip, cevap yetiştirme derdindeyiz. Farklı düşünsek de sizin de bu dertle dertlenebilmeniz temennisiyle… “
Harika değil mi, yıllardır söylediğimiz şeyleri Bahar Hanım’dan duymak ne kadar güzel…
Ama;
“Düşünce ve ifade özgürlüğünün en üst düzeyde tartışıldığı ülkemizde, kaç kişi ifade özgürlüğünü kullandığı için hapishanede” Sormak lazım Bahar Hanım’a,
“Kendisini devlet yerine koyan seçilmiş hükümetin temsilcileri, yandaş olmadığı için kaç kişiyi ‘terörist’ ilan etmiştir” sormak lazım Bahar Hanım’a,
“Kaç devlet memuru sırf AK Partili olmadığı için hak etmediği muamelelerle karşılaşmış, hakkını alamamış, liyakatsizliğe kurban gitmiş” sormak lazım Bahar Hanım’a,
“Mülakatlarda kaç kişinin ekmeğiyle oynanmış sırf bu yüzden” Sormak lazım Bahar Hanım’a,
‘Devlet memurları mitinglere ensede tehditle taşındı mı?’ diye sormak lazım Bahar Hanım’a,
‘Eğitim alanlarında müfredata siyaset bulaştı mı?’ diye hatta “Siyasetin girmediği bir kurum, kuruluş, çay ocağı kaldı mı, insanlar bu şekilde ayrıştırıldı mı?’ diye sormak lazım Bahar Hanım’a…
“Bahsedilen öğretmenin yazmadığı anlaşılan tweeti ile yazdığı belgelenen tweetleri karşılaştırılınca 657. Kanunun 7. Maddesine göre masum olduğunu mu düşünüyor?” diye sormak lazım Bahar Hanım’a!
“Yine bahsi geçen tweetin içinde ‘AK Parti’ ifadesi geçseydi, o masum olarak değerlendirilen öğretmenin başına neler gelebilirdi?” diye sormak lazım Bahar Hanım’a...
“Bir öğrencinin öğretmenine böyle bir şaka yapma ihtiyacı hissetmesinin sebebi nedir sizce?” diye sormak lazım Bahar Hanım’a…
Bu konunun neden bu kadar gündem haline geldiğinin altında yatan sebepleri sormak lazım Bahar Hanım’a,
‘İşine geldiği için mi ifade özgürlüğünü savunuyor, yoksa samimiyetle mi savunuyor’ diye sormak lazım Bahar Hanım’a…
Bu sorumlarımla ilgili bana da bir zahmet kendi deyimi ile cevap yetiştirirse çok memnun olacağım.
Ayrıca ifade özgürlüğü ile ilgili tanımınızda samimi olup olmadığınızı eleştirilerimizi hazmedip hazmetmemenizle anlamış olacağız.