Yemen’den, Lübnan’a, Irak’tan Suriye’ye uzanan ‘Direniş Ekseni’nin kalbi Tahran, 2018’ye sıkıntılı girdi. Ülkenin en doğu ucundaki, İran’ın petrol dışı ekonomisinde önemli rol oynayan muhafazakârlığıyla bilinen başkentin ardından en büyük kenti Meşhed’de 29 Aralık Perşembe günü başlayan gösteriler aslında ilk başlarda kimsenin çok da fazla dikkatini çekmedi. Güney uçta Şiraz, doğuda Mehşed, ortada tahran ve bu üçgende başkentin hemen yanı başındaki Kum, İran İslam Cumhuriyeti’nin dayandığı kültürel ve dini aksların da belkemiği. 30 Aralık’ta Meşhed’in ilk günkü yalnızlığına son veren eylemler silsilesi ise aralarında Kum ve Kirmanşah gibi iki önemli ve sembol kentin de dahil olduğu onlarca merkeze sıçramıştı bile. Eylemlerin üçüncü gününde herkesin gözünü diktiği Tahran dahil olmak üzere tüm ülkeye yayıldı. İran uzmanlarının ‘1979 İslam devriminden bu yana en yaygın ve kalabalık eylemler’ olarak değerlendirdiği gösterilere katılanların siyasi hedefleri ve nedenleri ise halen netlik kazanmış değil.İran’da, Türkiye’deki 1970-1980 döneminde bankerlik sistemi oldukça güçlü. Özellikle Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ilk döneminde resmi bankacılık sektörünün haricinde çok sayıda kurum ve şahsa ‘yüksek kar payı’ vaadi ile mudi toplama linsansı dağıtıldı. Meşhed en fazla mudinin toplandığı kent olarak gösteriliyor. Yüksek kâr payı ile para toplayan şirketlerin birer birer iflasının fitili ateşlediği de yapılan yorumlar arasında. İkinci neden olarak kötü ekonominin tetiklediği siyasi sıkışmışlık. Aslında eylemlerde atılan sloganlar ve taşınan pankartlar da kafa karışıklığının artmasına neden oluyor. Reformcu kimliği ile iki dönemdir Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Ruhani için ‘İstifa’ çağrıları bir sokaktan yankılanırken bir başka sokaktaki eylemciler ise ülkenin kurucusu ve ebedi dini lideri Humeyni’nin posterlerini indirip yakıyor, ‘Mollalar dışarı’ diye bağırıyor. “Ne Gazze ne Lübnan’a canım feda İran’a’ en fazla kullanılan sloganlardan biri olarak dikkat çekiyor. Ekonomik sıkıntılar içinde kıvranan halkın, yönetimin Suriye’den Yemen’e, Gazze’den Lübnan’a uzanan hattaki ‘Şii Hilali’ projelerine aktardığı kaynağa ve enerjiye tepkili olduğu belirtiliyor. Eylemlerin ilk üç gününde şiddet dozajı düşükken 30 Aralık gecesi başta Kirmanşah ve Loristan olmak üzere ardı ardına ölüm haberleri gelmeye başladı. Gözler ilk günden bu yana kalın bir sis perdesi arkasında sokakları gözetlediğine inanılan İran’ın hem siyasetinde hem ekonomisinde en etkili kurumların başında olan Devrim Muhafızları’na çevrildi. Yerel polisin göstericilere müdahale etmekten çekindiği iddia edilirken bazı kaynaklar Devrim Muhafızları’nın polis üniforması ile eylemcilere ateş ettiğini ve ölümlere sebep olduğunu belirtiyor. Eylemcilerin hedefindeki bir diğer kurum ise Besiçler. Motorsikletleri, sopaları ve olağanüstü yetkileri ile hemen herkesin korkusu olan bu paramiliter yapı üyeleri ve merkezlerinin yakıldığı belirtiliyor. Besiçlerin hedef olması anlaşılabilir bir durum zira, İranlılar günlük hayatlarının her anında bu grupların şiddetine maruz kalabiliyor. Gösterilerin şiddete evrildiği noktalardan biri de petrol yataklarının bulunduğu güneydeki Ahwaz kenti ve bölgesi. Sünni Arap yoğunlukla bölgeden gelen çatışma haberleri doğrulanamazken resmi haber ajansı ise El Kaide ve türevlerinin provokasyon girişimlerinde bulunduğu iddiasını yayımlıyor.
5’inci gününe giren eylemlere ilişkin resmi otoriteden gelen açıklamalar da kafa karıştırıcı. Cumhurbaşkanı Ruhani sessizliğini korurken, muhafazakâr cephe ise göstericileri ‘Devrim Muhafızları’ ile korkutuyor. İran’da toplumsal olaylara müdahale, polisin vazifesi. Devrim Muhafızları veya ordunun devreye girebilmesi için Milli Güvenlik Yüksek Şurası’nın talimatı gerekiyor. Önceki gün dini lider Ali Hameney’in ofisinden yapılan açıklamada göstericilerin sokaklardan çekilmemesi halinde bu seçeneğin masada olduğu hatırlatılarak gözdağı verildi. İnternetin kesildiği ülkede gösterilerin nereye evrileceği belirsizliğini koruyor. 2018’e çalkantılar içinde giren İran’daki olası sarsıntının etkilerinin Lübnan’da, Suriye’de Yemen’de görüleceği ise kesin.