Ülke gündemimize acı bir manşet olarak düşen, dünya çapında da pek çok insan hakları savunucusun dikkatini çeken Leyla ve Eylül kızlarımızın ölümü herkesin ciğerlerini dağladı. Bu iki güzel kızımızın ölümü hakkındaki haber detaylarını zaten hepimiz biliyoruz. Kızlarımızın ailelerine ve tüm ülkemize sabır diliyorum…
Peki, sırada ne var? Daha büyük bir vahşet, ardından ülkece yatacağımız daha derin bir uyku…
Ülkece böyle olayları son yıllarda neden daha sık yaşadığımızı düşündünüz mü hiç? Düşünemediniz belki de. Çünkü sosyal medya, magazin ve diğer medya unsurları düşünme sisteminizi ele geçirmiş durumda. Tüm ülkenin genel arzusu; idam gelsin, bu olaylara karışanlar hadım edilsin, işkence çeksinler, cinsel organları kesilip ağızlarına sokulsun ve daha türlü türlü vahşi cezalar… Durup düşündüğünüzde vahşeti engellemeye çalışırken, vahşet saçmayı planlayan bir grup insana dönüştüğümüzü farketmediniz mi hiç? Farketmediyseniz durum çok kötü. Az evvel bahsettiğim şekilde zihniniz kontrol altına alınmış demektir.
Asıl odaklanmamız gereken konu, neden ve nasıl yıllar geçtikçe ülkemizde çocuk, kadın, hayvan istismarları, tecavüzleri ve cinayetleri artıyor? Ensest vakalar nasıl oluyor da sürekli artışta? Neyi yanlış yapıyoruz?
Söyleyeyim neyi yanlış yaptığımızı. Eğitim sistemimiz baştan aşağıya çökmüş, kokuşmuş, çürümüş durumda! Aile ve Sosyal Politikalarımız eksik! Ebeveyn olma konusunda yeterli eğitim yok; aile planlaması diye bir şey yok! İşte bu yüzden sosyal ahlakı, davranış olgunluğu olmayan, kör cahil bir nesil yetişti ülkemizde! Cahillikten kastım yalnızca diploma değil, özellikle belirtiyorum ki ciddi derecede akademik eğitimi olup da cahil insanlarla dolu ülkemiz! Davranış olgunluğu, ahlak, kültür başka şey, akademik eğitim başka şey! Soruyorum size, ilkokul mezunu yetişkin bir erkeğin, bir kız çocuğunu taciz etmesiyle; öğrencisini dersinden geçirmek için onunla yatan bir profesör aynı kefede değil midir? İkisi de istismarcı, ikisi de tacizci değil midir?!
Bize yıllardır dayatılan uyduruk eğitim sistemi ve zihin programlama aracı olan medyanın oyunlarıyla birlikte akıl tutulması yaşayan, giderek vahşileşen bir toplum olduğumuzun farkında değil misiniz? Örneğin, bir çocuk katili için diyoruz ki, bunun nereden aklına geliyor böyle vahşi şeyler? Peki bu katilin ellerini bağlayıp, cinsel organını kesip, ağzına sokup, etini dağlayıp, ellerini kopararak onu cezalandırma fikri sizin aklınıza nereden geliyor?! Yazık! Milli Eğitim sistemimizin, Aile ve Sosyal Politikalarımızın acil şekilde yenilenmesi gerek. Yoksa çok yakında, elinde i-phone olan, son model arabalara binen yamyamlar haline geleceğiz!
Çok sevgili arkadaşım Gökhan Kenanoğlu, facebook hesabı üzerinden uzun bir serzenişte bulunmuş Eylül ve Leyla cinayetleri ile ilgili. Yazının giriş kısmı şu şekilde; “Allah’ım, size Müslümanların yoğunlukta olduğu bir yerden sesleniyorum!…” Yazının devamında da haklı isyanlarda bulunmuş. Bu bile olayların nedeni ve gidişatı ile ilgili açık bir yakarış değil mi? Berna Laçin’in twitter hesabında yaptığı açıklama da şöyle idi; “İdam çözüm olsaydı, Medine toprakları tecavüzde rekor kırmazdı! Konuşturmayın beni şimdi! Bırakın artık bilim insanları, nörologlar, psikiyatrlar, psikologlar, toplum bilimciler, hukukçular el birliği verip çare üretsin. Devlet, tribün sesleriyle toplum inşaa edemez!”
Lütfen okuyun, okuyun, okuyun! Mümkün olduğunca zihninizi açık tutun ki, birileri sizin yerinize aklınızı yönetmesin! Hayvana şiddet ve tecavüzü sert şekilde eleştiren, yerden yere vuran kesim ile; hayvan etiyle cinsel içerikli hareketler yaparak ünlü olan Nusret’e hayran olan kesim aynı kesim! Böylesi bir körlük, böylesi bir akıl tutulması olabilir mi yahu!
Uyanınız. Lütfen uyanınız!
Sevgi ve saygılarımla…