‘Ben kötü değilim, siz aptalsınız. Bana fırsat veriyorsunuz, coşuyorum.’ Arif ve 216 isimli filmden...
Malumunuz olduğu üzere beyaz perde konusunda başarılı olmayan, yeterince üretemeyen bir ülkeyiz. Özellikle gerilim ve komedi dalında iyice yeteneksiz olduğumuzu itiraf etmek dürüstçe olur. Bence Türk sinemasının bugüne dek yaptığı tek başarılı ve kaliteli komedisi 1988 yapımı ‘Arabesk’ filmidir. Komedi, toplumsal sorunları eleştiren, bu sorunları seyirciye güldürerek aktaran, yönetimleri eleştiren, halkı aydınlatan, güldürürken düşündüren, aslında oldukça ciddi bir sanat dalıdır. Fakat son yıllarda ülkemizin değişen sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısı ile birlikte; hızla çürüyen, kokuşan kültürlerin ‘son moda’ olmasyıla birlikte komedi anlayışı da değişti.
‘Olacak O Kadar’ isimli yapımı hatırlar mısınız? Tipleme, taklit, sanat ve siyaset eleştirisinin ne kadar kaliteli olduğunu hatırlar mısınız? Zihinlerinizde Cem Yılmaz ve türevi gereksiz markalardan yer kaldıysa hatırlarsınız belki. Rahmetli Levent Kırca ve ekibinin yaptığı işler gerçek komediydi bence. Günümüzde ise Cem Yılmaz’ın komedyen olduğunu düşünüyoruz. Ne acı.
Filmle ilgili yorum yapacak olursak, çok başarılı bir Arçelik reklamıydı. Oyunculuktan, senaryodan bahsetmek abes olur. Işık, ses, görüntü ve efektler 21yy standartlarında iyiydi tabii ki. Artık cep telefonlarımızla bile kısa film çekebildiğimizi düşünürsek, filmin teknik kısmı da iyi olsun yani. Zavallı Cem Yılmaz’ın egosu, kendisi bir şey üretemediği için, Yeşil Çam starlarının emeğine yaslanarak kendisini de starlaştırmaya çalışıyor film boyunca. Taklit ve tiplemeler genelde başarısızdı. Yalnızca Zeki Müren ve Sadri Alışık taklitleri gerçekçiydi. Taklit komedisinin de altı boş olunca, yani bir önermesi olmayınca, o da ziyan olup gidiyor. Cem Yılmazı’ın yaptığı her filmde sergilediği nüdist tavrına da anlam veremiyorum. Ben ki nüdizmi seven ve savunan bir insanım, Cem Yılmazı’ın her filminde neden soyunduğunu anlamıyorum. Aslında anlıyorum da, eski eşi, şimdiki sevgilileri vs anlasın, bana ne.
Arif ve 216 filmi boyunca asla gülmedim, sıkıntıdan bir hal oldum. Sadece yazımı yazabilmek için sonuna kadar bekledim. İşkenceydi. Biraz evvel belirttiğim gibi başarılı ve uzun metraj bir Arçelik reklamı seyrettik.
Filmin içinde özellikle not aldığım bir replik vardı. Tüm yazımın özeti bu olabilir aslında. Karakterlerden biri ‘Neden kötüsün?’ diye soruyordu diğerine. Kötü karakterin cevabı ise şuydu, ‘Ben kötü değilim, siz aptalsınız. Bana fırsat veriyorsunuz, coşuyorum.’
Arz talep meselesi sonuçta, fırsat veriliyor, kendini komedyen sanan, sanatçı sananlar da coşuyor. Olay bu. Fırsat verenlerin çoğunlukta, ‘Kralı Çıplak’ görenlerin azınlıkta olduğu bir toplum olmak da acı verici başka bir unsur.
Sevgi ve saygılarımla...