Son dönemde yaşanan ilişkiler çok daha dürüst buluyorum. İnsanların bir çoğu daha bir kadeh içmemelerine rağmen niyetlerini belli edip karşısındaki kişiye ona göre yaklaşıyorlar. Artık tek gecelik ilişkilerin oldukça popüler olduğu bir çağda yaşıyoruz ve bence bunda her hangi bir sakınca yok. Şimdi ahlak bekçisi olan insanların buna karşı ağız dolusu küfürleri sıralayacaklarından şüphem yok ama çok da sorun değil. Çünkü bu durum içinde bulunanların başında genelde onlar geliyorlar. Hatta ve hatta bunu kızlı erkekli evlerde değil de kızlarını, karılarını evlerinde bırakarak yapıyorlar. Ama elbette ki bu ahlaksızlık değil, kişisel özgürlük alanıdır. Çok pardon(!) Elbette ki bazı istisnai durumlar var, onlar da kusura bakmasınlar. Yaşam tarzınıza saygım sonsuz ama böyle bir durum da var, bu da yadsınamaz bir gerçeklik.
Birçoğunuz gece kulüplerine ,barlara, insanların sosyalleşmek adına gece kendilerini dışarıya attıkları mekânlara gitmişsinizdir. Belki arkadaş gurubunuzla eğlenmeyi tercih ediyor olabilirsiniz ama yine de gözleriniz öteye beriye kaçıyordur. Belki de tek başınıza gidip barda içkinizle etrafı süzüyorsunuzdur. Gözünüz o anda size hoş gelen ilk kişiye takılır. Biraz bekleyip onun da yalnız olduğunu görünce çoktan tasarladığınız giriş gelişme ve sonuç unsurlu yaklaşma planınızı devreye sokup yanına gidersiniz. İlk merhabadan sonra soğuk bir tavır görmediyseniz devamı gelen konuşmayla geceyi hanginizin evinde geçireceğinize karar verirsiniz. Oldukça ateşli bir gecenin sabahında genelde kahvaltıya kalınmaz, çok nadir bir durum değilse telefon numarasını da almadan olay mahallini terk ederseniz. Alan memnun satan memnun. Zaten ilk andan beri durum belliydi. Aşk yok sadece şehvetin buluşması vardı. Kimse kimseyi kandırmadı. Ve kimse kırılmadı. Kafalar rahat. Ayrıca bu durumu anlatırken tek bir cinsiyet üzerinden de yola çıkmadım elbette. Bu özgürlüğü herkes yaşayabilir.
Bir de şöyle bir durum var. Ahlaklı geçinen saf temiz yavrularımızın karşısındakine yaklaşma durumları. Bu kişiler için mekânın çok önemi yoktur. Bar, cafe, restoran, bakkal, otobüs durağı, minibüs sırası… kendilerini helal süt emmiş , işinde gücünde kişiler olarak tanıtır. Utana sıkıla merhaba derler. Onlar için utanmak sadece fiili bir durum, yoksa yüzleri pek kızarmaz ‘’tokat yemedikleri sürece’’ sonra gönüllerini çaldıkları kişiyle gezip eğlenirler. El ele tutuşmak bile ciddi bir süre alır. İlk gördükleri mobilya mağazasından kendi evleri için hayal kurarlar. E madem iş bu kadar ciddiye bindi, o zaman arkadaşlarından ödünç aldıkları evlerinde buluşmanın bir sakıncası yok. Ama o evden çıkışın hemen ardından sırra kadem basarlar. Ne oldu evlilik hayali? Mobilya mağazasının taksit sayısına mı takıldı? Karşındakinin elini tutmaktan imtina eden şahıs, kirlettiği bedeni neden umursamadın? Ahlak bunun neresinde? Hani dürüstlük? Ama bir üst paragrafta anlattığım kişiler ahlaksızdı değil mi? Hâlbuki kimse kimseyi kandırmamıştı? Haa bu anlattığım hikâyede de bir cinsiyet ayrımımım yok. Kadın ya da erkek her ikisi de bu duruma yol açabilir.
Elbette çok masum ya da tek gecelik diye başlayıp, nikâh masasında sonlanan hatta uzun evliliklerle devam eden ilişkiler de yok değil. Kişiler birbirlerini anladıktan sonra bu zaten kaçınılmaz bir durum. Eğer arada bir çekim varsa hiçbir güç buna engel olamıyor. Su akıp yolunu buluyor. Pek de güzel oluyor.
Ahlakı iç çamaşırının kapattığı organlara indirgemek, bir cinsiyet meselesi haline getirmek ahlaksızlığın sözlükteki karşılığı değil. TDK ‘dan bahsetmiyorum elbette onlar buna pek MÜSAİT’ler. Benim dediğim başka türlü sözlükler. İnsanın ruhu ahlaklı olsun. Bedenlerin yaptıkları kimsenin tekelinde değil. Çünkü kimsenin bedeni kimseye ait değil.
Hadi bakalım yazıyı okudunuz. Söz sizde hangimiz daha ahlaklı?
SAYGILAR.