Bugün işten erken çıkıyorum.
Eve gidip üzerimi değiştirip, dışarıya çıkacaktım.
Arkadaşlarla Cumartesi gecesine yakışır bir yemek, sonrasında da güzel bir mekanda vur patlasın çal oynasın eğlenecektik.
Gitmiyoruz! Neden mi? Bir de soruyorsun.
Bugün işe gitmek için yola çıkan, şehirler arası yolculuk yapmak için hazırlanan, hatta yolluk ve hediyeler hazırlayan, sevgilisiyle günler öncesinde sözleşen gibi gençler vardı.
Sırf ülkesinde "daha iyi ve aydınlık günler olsun" diye bir araya toplanan insanlar vardı.
Barış böyle olur, el ele, yan yana, omuz omuza, kardeşçe.
Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i aynı halkada halay çekerek, aynı şakaya ağız dolusu kahkahalar atarak, "bir arada olarak barış olur" mesajı vermek için toplanan insanlar vardı.
Artık yoklar.
Yüzlerine baktığında -di'li geçmiş zamanda isimlerini anmak için ne kadar genç ve hayat dolu olduklarını görebiliyorsun.
Bu ne kadar can acıtıyor biliyor musun?
Yaşadıkları koca Malikâneleri olmayan insanlar, minik evlerinin her odasını paylaşmaya hazırken, paylaştıkları tek kaderin ölüm olmasını anlayabiliyor musun?
Bu sabah senin dahi daha iyi bir ortamda yaşayabilmeni istedikleri için öldüler!
Yanlış mı yaptılar acaba?
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın deyip, evlerinde oturmaya devam mı etselerdi?
Aman ne olacak ki? Hadi tatile çıkalım, duble yollar var rahat rahat gider geliriz mi deseydiler?
Hala yaşıyor olurlar mıydı?
Kader miydi başlarına gelen, yoksa terör mü?
Bu kimin terörüydü biliyor musun?
Dün bir sürü kalabalıkla selfie çeken bir adamın fotoğrafını gördüm haberlerde.
Bugün de sevdiği kadının cansız bedenine sarılıp ağlayan bir adamın.
Hangisi yalan biliyor musun?
O kadar çok sorum var ki.
Hangisini sorsam bilemedim.
Hangisi cevaplanır?
İşte bunun cevabını biliyorum.
Hiçbirini!
Son zamanlarda sorduğum soruların hepsi takipsizlik kararına uğrayıp, unutuldu...
Ben belki bir kaç hafta sonra yeniden program yapıp arkadaşlarla iş çıkışı yemeğe giderim.
Peki ya bugün ölenler.
Onlar artık geçmiş zaman ekinden payına düşeni alacaklar...
Son bir soru.
Biz gelecek zamandan konuşurken korkmadan hayal kurabilecek miyiz, yoksa bir meydanda apansız ölecek miyiz?
Not: Bu soruları kime mi soruyorum?
Yıllardır sorulan hiç bir sorunun cevabını alamadığımız bir kişiye.
Başımız sağ olsun...
#ANKARA