Siz bilmezsiniz eskiden erdemli olmak diye bir şey vardı
Sene 2015
"Sizler bilmezsiniz" sözü belki de bizler gibi en sevimsiz sözcüklerin arasında yer alacak hayatınızda. Çünkü bizlerde bizden önce ki büyüklerimizin yaşadığı hayatı anlamaya çalışmakla, çoğu zaman red etmekle, zaman zaman merak etmekle geçiriyoruz bazı dönemlerimizi. Tahminim sizlerde öyle yapacaksınız. Örnekle bilmediğimiz kelimeler arasında yoğrulacaksınız. Tıpkı bizim yoğrulduğumuz gibi . Belki burada ne demek istenmiş diye arama motorlarına duyduğunuz ama tanımadığınız kelimeleri yazacaksınız. Araştırınca anlayacaksınız çoğunu.
Örnekle benim çağımdan çok öncelerine ait duygu yüklü bir dörtlüğü paylaşmak gerekirse ;
Bu şeb-i aruz mudur ki ey gonce-i dil Uğrunda binlerce kandil
Yıldızlar tutuşsun kehkeşanı yandır.
Karanlık... kirpiklerinin düştüğü an,
Müştakın... sen uyurken uyumayandır....
Bizlerin denk gelmediği bir çağdan verdiğim örnek dörtlükte bahsi geçen kelimelerin şu anda konuşma ve yazı dilinde yeri yok. Efendim lafı fazla uzatmadan takvimlerimiz 2015 i gösterirken kullanılmayan kelimelerden birkaç örnek vermektir niyetim. Mesela dörtlükte bahsi geçen şeb-i aruz düğün gecesi, keşkeşan günümüzde Samanyolu yıldızlarını, Müştakın ,özleyen anlamında kullanılan kelimelerden bir kaçına örnek …
Niyetim elbette divan edebiyatı tercümesi değildir .Sadece konunun etrafında dolaşmama vesiledir örneklerim.
Bilmediğiniz o kadar yitirilmiş kelimeler ,cümleler hatta değişen kelimelerden daha kötüsü değişen yok alan değerler çıkacak ki karşınıza; sözlüklerden ,arama motorlarından ,dil kurumlarından vs gibi yerlerden kaldırılmış olacaklar.
Belki de dedeleriniz, nineleriniz anlatacak size hatta şöyle başlayacaklardır muhtemelen sözlerine;
‘’Siz bilmezsiniz gençler eskiden erdemli olabilmek diye bir şey vardı’’
Evet gerçekten bilmeyeceksiniz çünkü bu günlerde bizlere bile her şey olağan /sıradan gelmeye başladı ki çoğu şeye şaşıramıyoruz artık. Belki de şaşırmış bir insan fotoğrafı gördüğünüz de yüz şekli bir komedi hali gibi yansıyacak sizlere.
Çünkü zaman mimiklerin kaybolmaya yüz tuttuğu dönemlere gebe…
Neydi erdemli olmak ve neye lazım olacaktı acaba diye merak ederseniz günün birinde ,anlatalım az biraz dilimiz döndüğünce…
Erdem yani fazilet;
İnsanlığa yaraşır ,güzel kabul edilen davranışların benimsenmesi ve hayatın her alanında uygulamaya çalışma gayreti göstermesidir. Özetle doğruluk ve doğrulukta istikrar gösterebilmektir.
Erdemli insana sıra gelince; bildiği doğruyu sonuna kadar savunmak ,güvenilir olmak , kararlı ve cesaretli , ölçülü ve dengeli olabilen, iki yüzlü olmamak , bilgi sahibi olup kendini geliştirmek ve bunlara benzer davranışları benimseyip bu davranışlara uygun davranabilmektir.
Ha diyeceksiniz ki bunlar ne işimize yarayacak. Evet haklısınız aslında bu zaman da bile pek bir işimize yaramıyor kaldı ki sizler zamanında kim bile…
Çünkü artık karşınıza çıkan insanlar sizin güvenilmezliğinize , yalan söylediğinize, kararlı olmayışınıza, iki yüzlü oluşunuza vb gibi davranışlarınıza şaşırmıyorlar.
Sadece düşündüğünüzde hani olur ya kendinizle baş başa kalıp yüzleştiğinizde, hayata karşı bir duruş sergileyebildim mi acaba sorusuna yanıt ararken bulursanız kendinizi o zaman gerekli olup olmadığını yada sizi tanıyanlardan , sizi dinleyebilme fırsatınız olursa belki ne işe yaramış kısmını anlayabileceksiniz.
Sonuç olarak hayat denen zaman diliminde ;Fransız şair ve filozof Voltaire’in ‘’İnsanlar eşittir, doğum değil erdemdir farkı yaratan ‘’sözündeki gibi fark yaratabilmek için işinize yarayabilir.
Fark yaratmak , yaşayacağınız tüm hayatlardan daha etkili bir hayat biçimi olacaktır Ve bütün kelimeler etkisiz kalsa da , deyimler unutulsa da ;
Farkınızın farkına varan birileri mutlaka olacaktır…