"Trabzon Ekonomisi" deyince aklınıza ne geliyor?" diye sorsam...
"Fındık, çay, turizm" değil mi?
Bunların dışında küçük küçük sayabileceğimiz faktörler var.
Bu üç unsur da Allah vergisi.
Doğa yani...
Fındık topraktan, çay topraktan, turizm tarih ve coğrafi konumdan...
Bu şehrin ekonomisi direk Allah'a bağlı anlayacağınız...
Biz demek ki üzerine hiç bir şey koyamadığımız gibi, elimizdeki değerlerin dahi kıymetini bilmiyoruz.
TSİAD Trabzon Şubesi, Başkanı Hasan Kamil Hayali önderliğinde önceki gün Trabzon ekonomisinin konuşulduğu bir panel düzenledi.
Bu panelde 90 üyesiyle yaptığı iktisadi yönetim anketinin sonuçları da açıklandı.
Elimizdeki bazı verileri paylaşalım;
"Sektörünüzdeki genel gidişat konusunda 1 ay öncesine kıyasla görüşünüz?"
Daha kötümser: % 55
Aynı: % 30
Daha iyimser: %15
"Gelecek 3 aydaki istihdam beklentiniz?"
Aynı: %76
Azalacak % 17
Artacak % 5 Cevap yok %2
Satışları/Üretimi kısıtlayan faktörler;
% 35,2 Talep yetersizliği
% 16,7 Mali imkansızlıklar
% 9,3 Kalifiye işgüvü yetersizliği
% 3,7 Terör
% 3,7 Siyasi istikrarsızlık
"Bir de Trabzon'un en önemli sorunları nedir?" diye sorulmuş...
% 24'le eğitim ilk sırada geliyor, %22 ile işsizlik ikinci sırada, % 20,37 ticari imkansızlıklar üçüncü sırada, %16,67 ile imar dört, % 9,26 ile trafik beş, diğer sorunlar 5,56 ile altı ve Trabzonspor ise 1,85 ile yedinci sırada yer alıyor...
Ekonomistler elbette rakamsal olarak bu sonuçların ne anlama geldiğini daha iyi yorumlayacaktır ancak işadamlarının ekonomik kaygıları ürkütücü...
Eğitim, işsizlik, ticari imkansızlıklar, imar, trafik dururken panelde hangi konu gündemde tutuldu; Trabzonspor...
Birinci sorun eğitimdi, neden üzerinde durulmadı, ikinci sorun işsizlik neden üç cümle ile özetlendi?
Demek ki, Trabzonspor şehrin sorunları arasında gösterilmesi yetti.
Belki de 90 kişiden 3-4 kişi Trabzonspor'u işaret etmişti ama popülaritesi en yüksek konu Trabzonspor'du...
Yaygın medyanın ekonomi yazarları Abdurrahman Yıldırım, Şeref Oğuz, Vahap Munyar ve Hakan Güldağ, Trabzonspor'u ele aldı.
Abdurrahman Yıldırım ve Şeref Oğuz Trabzonluymuş. Şehri iyi tanıyorlar. Şehrin Trabzonspor'un gölgesinde kaldığını vurguladılar. Ekonomiyi unuttuğunu, şehrin kimliğini, öyküsünü unuttuğunu söylediler...
Ne bir milletvekili, ne bir belediye başkanı ne de vali vardı toplantıda...
Duyamadılar, belki bu satırlardan okurlar...
***
TRABZON ZARAR ETTİKÇE TRABZONSPOR'U YEDİ
Trabzonspor, fındık, çay ve turizm dışında Allah vergisi olmadan şehrin kendi kültürünün ürettiği en büyük değer.
Trabzonspor sayesinde ismini dünyaya duyuran Trabzon'un, nasıl oluyor da açmazı, çıkmazı yine Trabzonspor olabiliyor?
Kendi eliyle yarattığı bir değer nasıl oluyor da ekonomisinin başında bir bela gibi oturabiliyor?
Fabrika gibi futbolcu üreten bir kulüp nasıl oluyor da yabancı futbolcularla sürekli kendinden yiyor?
Bu sorulara herkesin eminim makul bir cevabı vardır,
Bana göre; Trabzon, önceliğini bir türlü belirleme sersemliğinden kurtulamadığı için elindeki tek değeri olan Trabzonspor'u yalnız bırakıp hedef halinde tutmakta en büyük hatayı yaptı.
Trabzonspor'un yanına artı bir değer koyamadı...
Bir şirket zarar etmeye başlarsa nasıl kasasından yemeye başlarsa, Trabzon'da zarar ettikçe Trabzonspor'u yedi... Umarım hepsini yemeden Trabzon kara geçer de Trabzonspor da kurtulur...
***
HEP BANA HEP BANA!
Giresun, Ordu, Rize çatır çatır yatırım alıyor...
Havalimanları yapıldı, Rize'ye de yapılıyor...
Senin turizmine ortaklar.
Samsun da limanına ortak.
Adamlar koşturuyor ve yatırım alıyorlar.
Sen ne yapıyorsun?
"Hep bana, hep bana"
Bu şehrin öncüsü yok, üst akılı yok, projesi yok...
Allah ne verdiyse diyerek bir şehir yönetilir mi?
Daha Allah vergisi karla mücadele edemiyorsun...
Demiryolu, raylı sistem, teleferik, kent müzeleri, trafik düzenlemesi ve kentsel dönüşümler acilen hayata geçirilmeli...
Yoksa yiyecek bir Trabzonspor da kalmayacak...