23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın bu yıl farklı bir önemi var. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 100. yılı.
Daha yüzyıllarını da Allah devletimize, milletimize kutlamayı nasip etsin.
Ve bizler maalesef bu yıl 23 Nisan'ı koronovirüs nedeniyle evlerimizden, balkonlarımızdan kutlamak durumundayız.
İnanıyorum ki, tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de aileler, çocuklarına 23 Nisan coşkusunu yaşatacak, Atatürk'ü anlatacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önemini anlatacaktır.
Gelelim konumuza;
Trabzon Üniversitesi'nde bir hata yapıldı.
Ama kısa sürede düzeltildi, ama öyle, ama böyle...
Bir hata yapıldı.
Büyük bir hata...
Atatürk'ün portresi fakülte binasından ters olarak sarkıtıldı.
"Kim yaptı?" şahıs olarak şu, bu bilmiyorum.
Rektörlüğün açıklamasında; "Personelin bir anlık dikkatsizliğinin sonucu..." olarak belirtildi ve asma işlemi devam ederken düzeltildiği iddia edildi.
Gerçekten böyle olmuş olabilir.
Biz de zaten yanlışlıkla yapıldığına inanmak istiyoruz.
Aksini düşünmek bile istemiyoruz.
Fakat şunu da düşünmeden edemiyorum.
Bu fotoğrafı çeken vatandaş, şu korona günlerinde evinden çıktı, fakültenin önüne geldi, orada pusuya yattı ve fakülte personelinin portreyi ters asma ihtimalini öngördü ve fotoğrafını çekti.
Sonra da hemen düzeltildi.
Böyle bir şey olabilir mi?
Olamaz.
Atatürk portresi, ters şekilde yoldan geçen bir vatandaşın dikkatini çekip fotoğraflayacak kadar kalmış belli ki...
Bunun haber olması kadar ve vatandaşların bu hataya tepki göstermesi kadar doğal bir şey olamaz.
Rektörlük gereken açıklamasında personel hakkında işlem başlattığını açıklamış.
Olması gerekeni yapmış.
Olayın tamamen Trabzon Üniversite'ne mal edilmesi konusu da elbette kaçınılmaz.
Çünkü olay Edirne Üniversite'sinde meydana gelmemiş, Trabzon Üniversitesi'nde meydana gelmiş.
Biz haberi yayınladıktan sonra yüzlerce paylaşım yapıldı ve Trabzonlular böyle bir hataya tepki gösterdi.
Rektörlük resmi açıklamasında; bu hata karşısında insanların sosyal medyada yaptığı yorumların Trabzon Üniversitesi'nin kurumsal itibarını zedelendiğini, iyi niyetli bir yaklaşım sergilenmediğini ve bu kişi veya kişiler hakkında yasal haklarının saklı tutulduğuna yer verdi.
Ne olacaktı yani insanlar, "Olur böyle şeyler, zaten ülkemizde Atatürk'e hiç saygısızlık yapılmıyor. Bu hatayı görmezden gelmek lazım mı?" diyecekti?
Yapılan yorumlar ve gösterilen tepkiler aslında hepimizi sevindirmeli.
Bu şehrin vatandaşları, Trabzonlular, bu ülkenin değerlerine ne kadar sahip çıktığını ve hatayı bile kabul edemediklerini görmüş olduk.
Atatürk'ün portresini ters asan personel bile bu tepkiler karşısında sevinmeli...
"Çok haklısınız, böyle bir dikkatsizliği ne kendime ne üniversitemize yakıştıramam, tepkileriniz çok yerindedir" demeli...
Demokratik ülkelerde bir hata yapıldığında, "Gelen eleştiriler karşısında özür dilenir ve duyarlılık için teşekkür edilir"
Rektörlük öyle bir açıklama yapardı ki; hem Trabzon üniversitesini hem de Trabzon'u ülke gündeminde alkışlatabilirdi.
Derdi ki; "Personelimiz bir hata yapmıştır ancak biz Trabzon üniversitesi olarak Atatürk'e karşı yapılan bu hata karşısında özür diliyoruz ve siz duyarlı Trabzonlulara bizi uyardığınız için teşekkür ederiz"....
İşte o zaman Trabzon Üniversitesi'nin niyetini görür ve içimiz rahat ederdi ve Trabzonlular da ülke gündeminde duyarlılığı ile söz edilirdi.
Rektörlük ise haberi yayınlayanlara ve hataya tepki gösteren vatandaşlara yargı yolu ile gözdağı veriyor.
Üzgünüm ama yineliyorum; her hatanın bir özrü vardır, eleştirileri hazmetmek zorundasınız kanaatindeyim.