Sanıyorduk ki bu Justin 'Biber' gençliği uyuyor.
Ama o Biber gençliği iki ağaç için biber gazının, jopun üstüne üstüne yürüdü.
Apolitik, twiter ve facebokk’tan başka bir şey bilmeyen ülkesine kıymet vermeyen, tek derdi takipçi sayısı olan bir gençlik sanıyorduk onları.
Hepimize ders verdiler ve umut oldular.
Evet, AK Parti’den önceki iktidarları hiç görmeyen, bilmeyen o gençlik ‘artık yeter’ dedi.
Kendini kapana kısılmış, hor görülmüş, özgürlüğü kısıtlanmış hisseden o gençlik, ‘birkaç ağaç için’ müthiş bir direniş gösterdi. Ancak iş artık çığırından çıktı; marjinal gurupların, küresel aktörlerin ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da verdiği gazla tehlikeli boyutlara gidiyor.
Şüphesiz Türkiye’nin Güneydoğu’daki barış ortamından rahatsız olanlar bu masum ve haklı direnişi farklı boyutlara çekmek için mücadele ediyor.
Sağduyulu eylemcilerin bunu görüp hükümet ile diyalog içinde eylemleri sonlandırması gerekir…
NE CHP NE TERÖR HALKIN EYLEMİ
Şimdi Başbakan ve AKP’liler bu eylemi ihale edecek yer arıyor. Ya çapulcu diyor ya CHP diyor. Ya bilerek görmüyor ya da göremiyor.
Polisin orantısız güç kullanarak başlattığı yine polisin tahrikleriyle büyüyen olayların adresini Okuyanus ötesinde aramak CHP’de aramaktan daha mantıklı…
Bu kıvılcımdan sonra AKP iktidarı döneminde dışlanan, dışlandığını düşünen insanlar sokaklara döküldü.
Başbakan’ın dediği gibi, bu işin arkasında CHP falan yok. İşin içinde kimi illegal örgütler, bu ülkede sürekli karışıklık isteyen kimi güçler, zevk olsun diye kalabalıkların arasına girenler de var. Ama sokaklara dökülenlerin çok büyük bölümü ‘artık yeter’ diyen halk.
Bu ülkeyi seven, gerçek demokrasi isteyen, Atatürk’e bağlı, devrimleri sahiplenmiş yığınlar var.
Açıkça hükümete ve özellikle Tayyip Erdoğan’a tepki var.
AKP’LİLER BİLE HATAYI KABUL ETTİ
Pek tabi ki dünyanın verdiği mesajlar referans olamaz. Bizi çok sevmezler ve onların mesajları hayrımıza değildir ancak dikkate alınmalı.
Dünyada insanlıktan nasibini almış, demokrasiye inanmış herkes, sanatçılar, gazeteciler, halklar Türkiye’yi konuşuyor. Türkiye’deki direnişe gaz veriyor.
Dünya Türkiye’de olup bitenleri anladı.
Avrupa Birliği hükümeti uyarıyor.
AKP’lilerin de büyük bölümü olayları kavradı.
Cumhurbaşkanı anladı. Meclis Başkanı, hatta Bülent Arınç anladı, bakanların büyük bölümü, “Halkın mesajını aldık” diyorlar.
Olay Gezi Parkı’ndaki üç-beş ağaç değil.
Olay, Gezi Parkı’na yapılacak Topçu Kışlası değil.
İnsanlar AKP iktidarına, “Bizi yok sayma. Bu ülkede biz de varız. Bu ülkenin gerçek sahipleriyiz” diye haykırıyorlar.
Bir tek Sayın Başbakan anlamadı.
BAŞBAKAN BİLEREK TIRMANDIRIYOR
Başbakan Erdoğan, olaylar büyürken çıksa, “Ey vatandaşım, bizi yanlış anladın. Bu yanlış anlamada bizim de suçumuz varsa, özür dilerim. Sizin görüşlerinizi de dikkate alacağım” dese Emniyet Müdürünü görevden alsa bu yaşanan olayların hiç biri olmazdı.
Tam tersini yaptı…
Sokaklara dökülen insanlara “Çapulcular” dedi. “Size pabuç bırakmam” dedi.
Bizce bunları kasıtlı yaptı. Başbakan bu kumardan sandıkta oy bekliyor. İnsanları ayrıştırıp alkolikler çapulcular, marjinaller ve işinde gücünde düzgün insanlar olarak ayırmak istiyor. Bu durumda toplumun normallerinin kendine oy vereceğini hesap ediyor.
Ancak bu oyun çok tehlikeli bir oyun!
AÇIK AÇIK SAVAŞ TEHDİDİ
Başbakan, hala bu olayların ardında CHP’yi, eylemcilerin peşine takılan Kemal Kılıçdaroğlu’nu arıyor, adres gösteriyor. Şu söylemin vahametine bakın:
“-Ben milyonlarca insanı evinde zor zapt ediyorum. Beni sevenler de sokaklara dökülebilir” diyor.
Ne olacak, kardeş kardeşi mi vuracak?
Başbakan dün Fas-Cezayir-Tunus ziyaretleri için Türkiye’den ayrıldı. Eğer bugün Ankara’da olsa, Meclis grubunda konuşma yapsa, Allah korusun Türkiye daha da gerilirdi. İyi oldu, yurt dışına gitti.
Dün sabah Türkiye’den ayrılmadan önce basın toplantısı düzenledi. Kendisine soru soran gazetecileri azarlamaya başladı. Yine CHP’yi suçladı, Türkiye yangın yerine dönmüşken, bütün bu olup bitenler içinde kendisinde ve hükümetinde zerre kadar suç ve sorumluluk bulmadığını gösterdi.
EYLEMLER BİTMELİ ATEŞ SÖNMELİ
Hükümete ve dünyaya mesaj verildi…
Artık eylemlerin durması gerekiyor…
İnsanlar, özellikle gençler bu gösterileri, bir oyun, bir eğlence gibi görmeye başladılar.
Başbakan, bir dakika içinde, çok kısa bir özür söylemi ile bütün ateşi söndürebilirdi.
Bu ateşin sönmesi lazım. Türkiye’nin normalleşmesi lazım.
Olay, kontrolden çıkıyor. İnsanlar giderek daha çılgın, daha öfkeli hale geliyor.
Bu ateş herkesi yakar. Bu güzel ülkeye gerçekten çok yazık olur.
Açık söylüyorum, ben korkuyorum. Ülkem adına, ülkemin insanları ve geleceği adına korkuyorum.
Özellikle Cumhurbaşkanı Gül’ün bir şekilde Tayyip Erdoğan’ı sakinleştirmesi lazım. Tabi kendisine rakip olarak gördüğü Gül’ü dinler mi bilinmez?