Önümüzdeki hafta tarihin en büyük lideri 84. ölüm yıl dönümünde anılacak. Ve nöbetçi vatan haini Cumhuriyet düşmanları iki koldan saldıracak. Birinci kol ecdat kolu, ikinci kol ümmet kolu. İkisiyle aynı anda savaşmak uzun sürer. Bu hafta ecdat kolunu keselim haftaya ümmet kokunu keseriz...
Ecdat diye övündüklerinizden son ecdadınız Padişah Vahidettin 4. evliliğini 58 yaşındayken 17 yaşındaki Ayşe Nevvare Hanım ile 20 Temmuz 1918’de yapmıştır.
Tam o tarihlerde Başkumandanı olduğu Osmanlı Orduları 1. Dünya Savaşı’ndaydı ve cephelerde can çekişiyordu...
1921 yılının Eylül ayının birinci gününe gelindiğinde yine Yıldız Sarayı’nda görkemli bir düğün vardır. Osmanlının son Padişahı Vahidettin 61 yaşına gelmişti ve 5. evliliğini bir bahçıvanın kızı olan 18 yaşındaki Nimed Nevzad Hanım ile yapıyordu. O günlerde ise Gazi Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Ordusu Sakarya Meydan Muharebesi’ndeydi. Ve o büyük başkomutan cepheden sevdiği kadına mektup yazıyordu. Savaşlar ve vatan aşkı o büyük komutanı o kadına geç bırakmıştı. Ve ondan sonra da hiçbir kadın için acele etmedi zaten...
Hemen bir Osmanlı düşmanı etiketi yapıştırmayın yakama. Osmanlı’ya düşmanlığım da yok benim hayranlığım da. Evet yetkim olsa Atatürk heykellerinin hepsinin yanına birer tane aynı büyüklükte Fatih Sultan Mehmet heykeli koyarım, o başka. Ama O bugünkülerin ecdadı olamıyor işte ne yazık ki...
Çünkü O gittiği her yere saraylar yaptırmadı, saltanat maltanat kayığı yoktu. Saltanat sürmedi, dini kullanmadı. Devlet yönetiminde görev verdiği kişilerde yalakalık aramadı liyakat aradı. Görev ve yetki verdiği kişilere “siz insanlara Allah’ın kula soracağı soruları değil, kulun kula sorabileceği soruları soracaksınız” diye nasihatler verdi. Şimdikilerin ecdadı olamama nedenini açıklayabilmenin en kolay yolu O’nun insanlığını ve liderliğini anlatabilmektir yani...
Peki niye böyleyiz biz. Çünkü hiçbir şeyi biriktirmemişiz biz. Her gelen enkaz devralmış, geçmişi kötülemiş, çağ atlamış enkaz devretmiş gitmiş..! Başkalarında nasıldır peki..? Çok az da olsa bakmışım. 17 yaşındaki bir Alman çocuğuna Hitler’i kötüleyemiyorsunuz. 17 yaşındaki bir Rus kızına Stalin katildi diyemiyorsunuz. Öz evlatlarına tarihini bu kadar yanlış ve düşmanca anlatan Atatürk sonrası CEHAPE’sinin hiç mi suçu yok bugün Atatürk’e ve silah arkadaşlarına ayyaş diyen insanları büyüten koşulların oluşmasında. Dağa taşa, ota boka, caddeye sokağa, kerhaneye meyhaneye adını verene kadar iki tane camiye Atatürk Camii diyebilseydiler bugün ülkeyi yönetenler o camilerde imamlık bile yapamayacaklardı. Sesleri güzel iyi şiir okuyorlar, bekli müezzin olup ezan okuyabilirlerdi ama..!
Yani olmayacak değil, zaten olmamış. Bu kafalarla da olacağı yok...