Çocukluğumun geçtiği evde ekmek ocakta pişerdi. Benim tek yaptığım şey evin başındaki kestanenin yapraklarından anneme götürüp annemin hamuru ocağa koymasını seyretmekti. İkinci yaptığım tek şey de ekmeğin pişmesini saatlerce seyretmekti. Araba ile evin 250 metre kadar yakınına gelebilen 70 kiloluk un çuvalını sırtında eve taşırken de babam seyrederdi annemi. Annem unu eleyip hamur yuğururken de bütün aile seyrederdi. Zaten herkes sadece seyrederdi. Bütün yük anaların omuzlarındaydı. Sonra biraz büyüyünce “ununu eleyip eleğini asan adamlar” deyimini öğredim. Ve hayatın kurallarına ilk itirazım da bu öğrenmekle başladı. Adamlar un elemiyorlar ki, niye eleği asıyorlar. Çok daha sonra bir deyim de ben uydurdum sırf hayata gıcıklık olsun diye.”Ununu elemeden eleğini asan insanlar” diye. Hem sayıları da o kadar çok az ki tek tek tanımakla kalmaz, iletişim de kurabilirsiniz onlarla. Ben de onlardan biriyim işte...
Peki ne iş yapardı o insanlar. Ununu elemeğe devam eden ve bitirdikten sonra eleğini duvara asan insanlara göre boş işlerle uğraşırlardı hep. Çünkü onların un elek duvar dengelerini bozarlardı...
Ben de bu hafta boş bir işle uğraşıp eski Türkiye’den yeni Türkiye’ye nelerin değişti(rildi)ğini araştırdım kendi çapımda. Bakın neler buldum :
1. Eski Türkiye’de soyguncular yakalanınca hırsız muamelesi görürlerdi, yeni Türkiye’de soyguncuları yakalayanlar hırsız muamelesi görüyor, soyguncular beyefendi...
2. Eski Türkiye’de orospular orospu gibi kırıtarak gezerlerdi, yeni Türkiye’de jiplerle türbanlı bacılar gibi geziyorlar...
3. Eski Türkiye’de doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlardı, yeni Türkiye’de yalan söyleyeni 9 köye muhtar yapıyorlar, yetmiyor bakan makan bakmayan...
4. Eski Türkiye’de ateş olmayan yerden duman tüterdi, yeni Türkiye’de duman olmayan yerlerde orman yangınları sürüyor...
5. Eski Türkiye’de insanlar inandıkları için hacca giderlerdi, yeni Türkiye’de bir kısmı gösteriş için bir kısmı ticaret için bir kısmı da Tayyip Erdoğan’ın gözüne girip bir sapın ucuna balta olmak için gidiyor...
6. Eski Türkiye’de veliler çocuklarının öğretmenlerine saygı gösterirlerdi, yeni Türkiye’de çocuklarının hizmetçisi gibi görüyorlar onları...
7. Eski Türkiye’de sevgili iki öğrencinin aynı evde yaşamasını muhafazakar yapısına ters görürdü Tayyip Erdoğan, şimdi binlerce kızlı erkekli seçmenin aynı evde yaşamasına “dinimize göre caizdir” diyor...
8. Eski Türkiye’de paradan çok daha değerli şeyleri vardı insanların, yeni Türkiye’de hepsini çok ucuza satıyorlar onların...
9. Bu 8 maddeyi çağ atlamak olarak kabul edip alkışlayan cahil bir halkı var yeni Türkiye’nin. Eski Türkiye’de de cehalet diz boyuydu ama bu kadar kör sağır dilsiz değillerdi. Merak ederlerdi soru sorarlardı, itiraz ederlerdi. Yetmeyince de isyan ederlerdi...
10. Eskiden üşenmezdim şimdi üşeniyorum. Siz devam edin lütfen...
Sevgim ve saygımla...