Tanrı İle Sohbet-2
Her kim ki bilim ve sanata sahiptir dini de vardır, ama kim ki bunların hiçbirine sahip değildir bırakın dini olsun...
Goethe
Normal zeki insanlar, hatta dahiler ve hatta hatta Einstein bile benim inandığım Tanrı’yı konuşamaz asker arkadaşını anlatır gibi. Ben hiç..! Benim burada sözünü edeceğim Tanrı peygamberlerin ve din adamlarının insanlara anlattığı Tanrı’dan başka birisi değildir…
İnsanların büyük bir çoğunluğu varlığı yokluğu bilinmeyen, varsa da nerede olduğu bilinmeyen bir cennet uğruna asıl yaşamlarını cehenneme çevirirken diğerleri bunları kullanarak cennetlerini bu dünyada inşa ediyorlar. Tanrıyı insanlara anlatan o din adamlarından başkası değildir bu diğerleri. Bir de o din adamlarını kullanan siyasetçi diğerleri vardır ama onların sayıları çok azdır. Mesela bizim ülkemizde her dönem sadece bir aile ve yakın çevresidir...
Öyle bir şeye ihtimal vermiyorum ama velevki onların dediği gibi olsun. Tanrı bizi insan yerine koysun, karşısına alsın ve sohbet etsin. Sorsun sorgulasın yargılasın. Ben sana can verdim, seni dünyaya gönderdim, sen ne yaptın? Kaç kere Mekke’ye gittin, kaç ay aç durdun, kaç kere yattın kalktın? Hangi kiliseye bağlıydın? İnsanlık için ne yaptın..? gibi sorular olsun bu sorular…
Gelin o konuşmayı hayal edelim şimdiden…
Ben son sorusundan korkuyorum sadece. Diğerlerini zaten affedeceğini taa en baştan söylemişmiş…
Evet, “insanlık için ne yaptın sorusuna “anlatmağa çalıştım Sayın Tanrı” diye yanıt vereceğim. “Ne anlattın?” diye soracak :
- Peygamberleri ve dinleri senin göndermediğini anlatmağa çalıştım onlara ama dinletemedim Tanrım.
- Niye dinlemediler sence..?
- Çünkü kahramanları çok sevdi senin aciz kulların. Kendilerine bir türlü inanmadılar ve hep inanacak başka birilerini aradılar. Belki de burada sana “bize öyle dedi peygamberler” demek için. Bir de, hikaye dinlemeyi de çok sevdiler. Biri asasıyla denizi ikiye ayırmış ki binlerce yıl bitmedi o hikaye. Ve bu hikayeye inanıp onu anlatanlar da insanlığın başına bela oldular…
- Başka..?
- Biri senin oğlun olduğunu söyleyerek insanlığın yarısını kandırdı. Tanrı bizim gibi üremiyor dedim ama dinletemedim…
- Bırak şu koyun çobanını. 12 tane koyunu bekleyemedi. Daha, başka ne anlattın?
- Koca evreni “ol” diyerek yarattığını anlattım da insanı nasıl yarattığını anlatamadım. Mesela Havva’yı niye Adem’in sol kaburgasından yarattın? Çamurun mu tükendi, yoksa “ol” dedin de olmadı mı..?
- İnsan yerine koyduk oturttuk karşımıza kalkmış soru soruyorsun bana. Burada soruları ben sorarım. Ben kimseyle size haber maber yollamadım. Kim uydurdu bunları. Bu kadar şeyi yaratan ben direk size söyleyemez miydim, niye aracı kullanayım ki?
- İşte onu anlatamadım Yüce Tanrı. Affet..!
- Tamam, arzu ettiğim insan olmayı tam olarak başaramamışsın ama çok uğraşmışsın. Seni de cennete koymazsam bomboş kalacak cennet. Geç, hurilerden dilediğin kadar seç al ve cennete gir. İşimi bitirip gelene kadar bekle beni. Özel köşkümde ağırlayacağım seni...
Tanrıya itiraz edilmez, dediğini yapıp cennette keyif süreceğim. Çünkü ben bilime ve sanata inanıyordum. Gelin çok geç kalmadan siz de inanın...