Neden Hıristiyan Değilim isimli kitabında “yalnızca günahları olanların tanrıları vardır” der Bertrand Russell. O’nun kadar iddialı değilim, zaten kitabım da yok henüz. Ama günün koşulları bu yazıyı yaz dedi bana...
En yenisi, yani çağımıza en yakını, dolayısıyla en çağdaş olanı 15 asırlık olan din hikayelerinin hiçbiriyle bir sorun yaşamamışımdır ben. Onların da benimle bir sorunu olduğunu zannetmiyorum. Varsa da onlara aittir. Ama insanlıkla sorunları çok büyüktür ve bu sorunla ilgileniyorum ben. Çünkü insanlığa karşı borçlu ve sorumlu biriyim. Hepsini sıraya koyup tek tek anlatamam. Sadece bizi ilgilendiren hikayenin bizim hayatımızı etkileyen en büyük sorununu anlatmağa çalışacağım. Yani kızıma söylüyorum gelinler de işitsin işte. Bir de hemen, dinsiz mi bu adam diye beyninlerinizi zorlamayın lütfen. Bu yazıyla dinsiz ya da dindar oluşum hakkında kurulacak hiçbir ilişki benim onayımdan geçmez. Bu kadar ön sevişme yeter, başlayalım...
Ülkemizde “gerçek islam” sıfatını en çok İslam’ı bilmeyenler kullanırlar. Zaten onların uydurduğu bir sıfattır. En büyük sorunumuz da bu sıfatı bir türlü tanımlayamamış olmaktır...
Biz, bir şeyin tamamını öğrenmek isteyen insanlara “her şeye burnunu sokan kişi” diyen bir kültür biriktirmişiz arkamızda. İşimize geldiği kadar bilmek isteriz her şeyi. Çünkü “dereyi geçene kadar ayıya dayı diyeceksin” diye öğütleyen ataların torunlarıyız biz. Dereyi geçtikten sonra arkamızda bıraktıklarımıza bakmayız hiçbir zaman. Hatta dalga bile geçeriz. “Kime dayı dedik lan, ayıya mı eşeğe mi” diye de espriler yaparak gideriz sonraki dereye kadar. O derede de dayı diyeceğimiz aynı ayı ya da aynı eşektir ama biz bundan hiç utanmayız. Çünkü bize öyle öğretmişlerdir ve biz öğretillenleri, dayatılanları hiç sorgulamamışızdır. Öğretilmiş çaresizlikleri bile...
Bizim ülkemiz dünyada gelişmekte olan ülkeler sınıfındadır mesela. Bu sıfatı da siyasetçilerimiz uydurmuştur. En uzun siyaet yapan adamlardan biri de “bir kadın biraz hamile olmaz” diyerek yalanlamıştır bu iddiayı sonradan. Evet ya gelişmişizdir ya gelişmemişizdir. Gelişmemiş olmanın tam karşılığı da geri kalmış olmaktır. Kısaca Türkiye de geri kalmış bir ülkedir. Türkiye’nin geri kalmışlığının yegane nedeni din değildir elbette. Paydaşları da vardır. Bu paydaşlardan biri dini kullananlardır. Kendini laik zannedenlerin de bu payda hissesi vardır. Çünkü dini kullananlara “onlar gerçek müslüman değil” demekten öteye gidememişlerdir hiçbir zaman. Oysa İslam coğrafyasında da ülkemizde de din gerçek kuruluş amacına göre kullanılıyor ve kullananlar da gerçek Müslümanlardır...
Yani,
Gerçek Müslüman HAMAS’tır
Gerçek Müslüman İBDA-C’dir
Gerçek Müslüman BOKO HARAM’dır
Gerçek Müslüman IŞİD’dir
Gerçek Müslüman EL-KAİDE’dir
Gerçek Müslüman TALİBAN’dır
Gerçek Müslüman HİZBULLAH’tır
Gerçek Müslüman AKEPE’dir...