Uğur Meleke, Güntekin Onay ve İlker Yasin, dün gece oynanan karşılaşmayı tüm ayrıntılarıyla değerlendirdi.
1
Güntekin Onay: Trabzonspor fırsat tepti
İlk yarıda 2 takımın da birbirlerine üstünlük kuramadığı dengeli bir maç izledik. Trabzonspor, sağ kanattan Pereira’yı sürekli hücuma çıkartarak etkili olmak istedi. Bordo mavililer sol bek Novak’ın yokluğunu tek kanattan hücum yaparak net bir biçimde hissetti.
2
Sosa’yı oyun kurucu olarak aktif kullanan Trabzonspor, usta oyuncuyu gol bölgesine sokamadı. Bunda Galatasaray’ın kalabalık ve defansif özellikleri olan orta saha oyuncularının varlığı etkendi.
3
Sarı kırmızılılar, sezon başından bu yana yaşadığı pozisyon üretme sorununu dün de belirgin bir biçimde hissetti. Galatasaray’ın topu öne taşıyacak, rakip savunmanın arasına veya arkasına koşuyla geçecek oyuncusu yok. Galatasaray, ikinci yarıda Trabzonspor’un duran toptan bulduğu gol sonrasında rakibini baskı altına aldı ve oyunu rakip yarı alana yıktı. Ancak bitirici noktada net bir golcüsü olmadığı için aradığı golü bulamadı.
4
Galatasaray’ın en uç noktadaki golcü eksikliğinin ötesinde forvet arkası oynayanlar da skorer değil. Nitekim Fatih Terim son bölümde Donk’u santrfora aldı. Gol de Nagatomo ile geldi.
5
GALATASARAY MAÇI BIRAKMADI
Trabzonspor, 1-0 önde oynadığı bölümde Galatasaray’ın bıraktığı geniş alanları iyi kullanamadı. Bulduğu 2 net fırsatı da Sörloth ile değerlendiremedi. Bordo mavililer şartlar galibiyet için bu kadar uygun iken Galatasaray her türlü riski almışken önemli bir fırsatı tepti. Galatasaray ise dün oynadığı futbolun ve sonucun ötesinde en azından yenilgiyi kabul etmeyen görüntüsüyle, maça asılmasıyla haftalar sonra taraftarını memnun etti.
6
Uğur Meleke: Belhanda ve Lemina ile 6 maçta 1 gol
Galatasaray orta sahasının bu sezonki en büyük problemi ‘gerçekçilik’... Dünyada merkez orta saha oyuncularının bu kadar rahat top oynadığı, pozisyon bilincinin bu denli zayıf olduğu ve bu kadar çok top kaybı lüksüne sahip bu seviyede başka bir takım var mıdır şüpheliyim doğrusu. Galatasaray orta sahası dün ilk bir saatte yine gerçekçilikten uzaktı, yine hayalciydi, bu sene defalarca izledik bu senaryoyu.
7
Dün özellikle maçın ilk yarısını izlerken aklımdan şu geçti: Belhanda’yla Lemina’yı alıp bir paket olarak hangi 11’e monte etseniz, o takım zor maç kazanır. Sonra Galatasaray’ın bu sezonki maçlarını incelediğimde o enteresan gerçekle karşılaştım: Sarı kırmızılıların bu ikilinin birlikte sahada olduğu maçlarda galibiyeti yok (Kasımpaşa maçında 30’da Lemina çıkıp, Ömer girince gol gelmiş).
8
Şu veriyle tablo daha da kötüleşiyor: Bu ikilinin bu sezon bir arada sahada olduğu 325 dakikada Galatasaray tek bir gol atabilmiş (Adem’in Brugge’a attığı gol). Ligdeki 3 derbiye, Beşiktaş, Trabzon ve Fenerbahçe maçlarına da Belhanda-Lemina ile başlandığını not etmek gerek.
9
Galatasaray, dün ikinci devrenin başında sağ içte Feghouli, sağ açıkta Jimmy ile yeni bir başlangıcın fitilini ateşledi yine. Zira bu sezon sarı kırmızılılar aslında en iyi görüntülerini Feghouli-Ömer’li maçlarda vermişlerdi. 5 dakika sonra (zorunlu olduğunu tahmin ettiğim) Feghouli/Seri değişikliği geldi ama hücumda kalabalıklaşma arzusu ikinci yarı boyunca sürdü. Çok sayıda pozisyon da verdiler, ama alınan riskin ödülü 1 puan oldu Galatasaray için. Beraberlik golünün yine Lemina-Belhanda çıktıktan sonra gelmesi de enteresan.
10
KARAMAN’IN CESARETi
Trabzonspor içinse skoru koruyamamalarına rağmen yine artı hanesinin güçlü olduğu bir gün yaşandığını söyleyebiliriz: Takımın en kaliteli 5 futbolcusundan üçü Abdülkadir Ömür, Ekuban ve Abdülkadir Parmak’ın eksik olduğu birçok maçı az hasarla atlattılar. Üstelik dün Ekuban’ın canlı dönüşü de dikkat çekici. Sanki hiç sakatlık geçirmemiş, bıraktığı yerden devam edercesine döndü Ganalı.
11
Ünal Karaman’ın 65’te Ekuban’ı sokarken Hosseini’yi çıkarması da önemli bir cesaret gösterisi. Bu takım, bu hikayeyi 4-4-2 oynayarak yazmıştı, orta sahaya ön liberoları dizerek değil. Evet, sakatlıklar sebebiyle oyun anlayışından da bir süre feragat edildi. Ama Ekuban ve Sturridge’in dönüşüyle ben Ünal Karaman’ın yine eskisi gibi 5 yetenekliyi bir arada oynattığı 4-4-2’ye dönüş yapacağına inanıyordum. Sanırım yanıltmayacak bizi Ünal Hoca. Trabzon için günün en önemli eksisi, Yusuf’un yanlış kararları. Yusuf antrenmanlarda bolca Nwakaeme’yi izleyip, doğru karar dersi almalı bence.
12
Sörloth:15 , Galatasaray:16
Onun Crystal Palace’ta aldığı kısa sürelerdeki çabasını biliyorum. Tabii ki Premier Lig’e adapte olmak ve hemen goller atmak kolay değil. Ama burada ritim bulursa ligin kaderine tesir edebileceğini sıkça dile getirmiştim. Sörloth’un bu sezon tüm cephelerde 10 gol-5 asisti, yani 15 gol katkısı var. Galatasaray’ınsa bu sezon 19 resmi maçta attığı toplam gol sayısı 16.
13
İlker Yasin: Golden önce ve golden sonra
Maçı Trabzon golünün öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmak lazım. Yediği golden sonra savaşma kararı alan ve “Trabzon’dan puansız ayrılmayacağım” diyen, safraları Feghouli, Lemina ve Belhanda’yı çıkarıp Jimmy, Emre Mor gibi oyuncuları sahaya süren Galatasaray 3-0 kaybedebileceği bir maçtan beraberlikle ayrıldı.
14
Dün akşam Lemina radarımdaydı. Başakşehir ve Brugge maçlarındaki performansını nereye taşıyacak diye... Ve tekrar başa döndü Lemina... Feghouli ve Belhanda’nın performansları vasatı aştığında Galatasaray her maçı kazanır düşüncesindeydim ama veteran görüntüleri ile bu iki yine ruhsuz ve takım aidiyetinden uzaktı.
15
“Trabzonspor Abdulkadir Parmak’ı mı Galatasaray Babel’i mi daha çok arayacak” dedim maç öncesinde. Galatasaray Babel’i daha çok aradı. Tecrübe, tutucu ve korkak yapar, hayal ettirmez, anda ve gelecekteki tehlikelerle baş etmek, geçmişin bilgeliği ile değil hayal gücü ile gerçekleşir. Terim maç öncesinde “Kalan 5 maçta 15 puana talibiz” dedi ama oyuna söylediklerini tekzip eden kontrollü ve savunma hesaplı bir zihniyetle başladı.
16
RİSK ALAN TRABZON’DU
4-6-0 düzeninde santrforsuz oynayan Galatasaray’ın kazanmaya odaklı ilk yarıda sadece bir pozisyonu vardı. Trabzon kazanmayı çok isteyen, risk alan taraftı. İki takımın da çok top kaybı yaptığı, pas alışverişlerinin tatmin edici olmadığı ilk yarı beklentilerin altında bir futbola sahip oldu. Kuşku yok ki bir hesap kitap maçıydı ve 50. dakikaya kadar kontrol ve denge ön plandaydı. Sosa’nın frikik atışında Sörloth’la gelen kafa golüyle oyunun şekli tam anlamıyla değişti.Trabzon Ekuban ve Sörloth’la az adamla yakalanan Galatasaray savunmasının arkasına sızıyor ve fark yaratacağı golleri üst üste kaçırıyordu. Ekuban bordo mavili ekibe, Jimmy, Emre Mor ve son anlarda stoperden santrfora alınan Donk Galatasaray’a pozitif katkı veriyordu. Terim yenilmek istemiyordu. 3-0 kaybetmekle 1-0 arasında fark yoktu. Ünal Karaman kaçırdıkları gollerin faturasının skora yansıyacağını herhalde göz ardı etmişti. 90’da Galatasaray’ın bütün riskleri alarak geldiği anda Nagatomo skoru eşitlerken Trabzon uzatma dakikalarında yine galibiyet şansını Sörloth ve Ekuban’la değerlendiremedi. Ünal Karaman’ın 50’den sonraki Galatasaray’ı durdurmada bir formül bulamayışı kabul edilemez.
17
ALTIN KURAL: ATAMAYANA ATARLARFutbolda genel kural: Atamayana atarlar ve 1-0 yenilgiyle 3-0’lık mağlubiyetin bir farkı yoktur. Terim 50. dakikadan sonra aldığı risklerle 1 puanla İstanbul’a dönüyor ... Ama oyunun üstünlüğüne paralel galibiyet Trabzonspor’un olmalıydı.