Suriye’de barışın sağlanması için Ankara ile Şam arasında anlaşma sağlanması gerektiğini kaydeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Suriye ile şu veya bu şekilde ilişki kurmalıyız” dedi. Kılıçdaroğlu, "Merkezi yönetim ile temas kanalının açılmasını istiyoruz” diye ekledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı’nı birlikte yürüttüğü Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleriyle ilgili eleştirilerini de dile getiren Kılıçdaroğlu, "Kimdir OSÖ, elinde Türk bayrağı. Bizim ordumuz orada. Ordu ÖSO'nun arkasına neden gizlenir? Hangi gerekçelerle gizlenir. Ordunun başarısı ÖSO'ya devredilemez” diye konuştu. "Koskoca TSK ikinci planda sanki ÖSO birinci planda” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, Fehim Taştekin’in bugün Gazete Duvar’da yayımlanan yazısına da referans verdi. Kanun Hükmünde Kararnamelere (KHK) yönelik eleştirilerinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'lilerin tepkisine maruz kalan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesi önerisinin CHP'nin dışında gerçekleştiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Gül aday olursa CHP'liler oy verir mi" sorusuna, "Hele o gün bir gelsin. Bizim arzumuz ve dileklerimiz belli. Biz demokrasinin yanında olanlarla hareket ederiz" cevabını verdi. Fotoğraf: CHP Ankara’da bazı medya temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başlarını, CNN Türk Ankara Temsilcisi Hakan Çelik şöyle aktardı:Burseya'ya bayrak dikilmesiSonuçta oraya askerlerimiz gitmişler, kendi varlıklarını kanıtlamak için bayraklarını dikiyorlar. Orayı işgal ve ele geçirme anlamında değil. Terör örgütlerinden temizliyorlar, zor koşullarla mücadele ediyorlar. Uğruna savaştıkları ülke adına bayrağı dikiyorlar. Suriye'nin toprak bütünlüğüne hepimiz saygılıyız. Başka bir ülkenin işgali söz konusu değil. Bu daha önce de söylendi.Kardak kriziEge Adaları'yla ilgili kaygılarımızı kuşkularımızı dile getirdik. Erdoğan'dan cevap istedik. Uzun süre sessizlik oldu. Sonra Lozan anlaşmasıyla adaları kim kimlere teslim etti diye dosya hazırlatıyorum dedi. Biz de merakla bekliyoruz. Oysa sorduğumuz soru son derece basitti ve herkesin anlayacağı bir soruydu. Şu anda o adalarda Yunan askerleri var. Hangi gerekçeyle var? Lozan ile Yunanistan'a bırakılan adaların silahlandırılmasıyla ilgili bir düzenleme var mı? Herhalde cevabını verirler. Benim merak ettiğim nokta şu, Ege adalarıyla ilgili bir tartışma var. Lozan ve sonrası. Diplomatik ilişkilerde görüşmelerin olduğu ifade ediliyor. Ama Süleyman Şah'ın olduğu topraklar bizim topraklarımız. Orayı terör örgütlerine bırakıp türbeyi kaçıran adamlara biz ne diyeceğiz? Bunlar kahraman mı? Toprağını terör örgütlerine kaçıranlardan milletçi mi olur vatansever mi olur? Oradan bayrağımızı bile kaçırdılar. Utanıyorum ama maalesef söylemek zorundayım.
Şu an parlamentoya gelen bir düzenleme yok, doğmamış çocuğa don biçmek gibi birşey oluyor. Demokrasiye katkı yapacaksa elbette destek veririz. Yüzde 10 barajı demokrasinin önündeki duvardır olmaması gerekir. Sivil darbeciler sahip çıktı. Kim onlar? Erdoğan ve arkadaşları. Bizim yüzde 10 barajıyla sorunumuz yok biz demokrasinin güçlenmesini istiyoruz. Demokrasi zemin kaybediyor. Sadece bizim değil herkesin ortak amacı olmalı. Baraj makul bir düzeye inebilir, yüzde 3 olur, 5 olur, sıfır olur. Bu sayede milli irade tam olarak yansımış olur.
"Ordumuzun kahramanlığını ÖSO'ya devretmeye çalışıyoruz, sanki TSK yedek ordu"
ÖSO'ya yönelik eleştirilerBiz ordumuzun kahramanlığını ÖSO'ya devretmeye çalışıyoruz. Neden? Kimdir OSÖ, elinde Türk bayrağı. Bizim ordumuz orada. Ordu ÖSO'nun arkasına neden gizlenir? Hangi gerekçelerle gizlenir. Ordunun başarısı ÖSO'ya devredilemez. Kahraman Ordumuzun ile ÖSO'nun birlikte anılmasını içime sindiremiyorum. Koskoca TSK ikinci planda sanki ÖSO birinci planda. Ne demek bu? Bugün Fehim Taştekin'in yazısı var. Okumanızı isterim. Başka bir gücü kendi silahlı kuvvetlerinizin yanına monte etmeye ne ihtiyacınız var? Hangi gerekçeyle yapıyorsunuz. TSK'nın hava desteği var, her türlü desteği var. Sanki TSK yedek ordu gibi davranıyorsunuz. Biz bunu eleştireceğiz. Ordunun başarısını başkasına ipotek edemezsiniz.Türkiye ile eğer Suriye arasında önümüzdeki süreçte bir barış sağlanacaksa, Türkiye'nin toprak bütünlüğü konusunda bir araya gelinecekse bu başka bir organ olmadan Türkiye ile Suriye'nin anlaşmasıyla olacaktır. Suriye'de terör örgütlerinin konuşlanmasını istemiyorsak Suriye ile şu veya bu şekilde ilişki kurmalıyız. Biz 2012'de Türkiye'de Suriye Konferansı düzenlenmesini istemiştik. Dönemin Başbakanı Erdoğan'a bu konferansın programını da yaparak detaylarını gönderdim. Bugün bazen Soçi'ye bazen Cenevre'ye gidiyorlar. Biz Türkiye'nin ana aktör olmasını istemiştik şimdi Türkiye tali aktör."Cumhurbaşkanlığı makamı şu an işgal altında"
'Ulan' tartışmasıCumhurbaşkanı tartışmaya böyle başlıyorsa ne diyebilirim. Ailemden ve toplumdan böyle bir kültür almadan. Eleştiriyi bel altına indirmek... Yarın belki pişmanım beni aldattılar diyecektir. Bulunduğu makamın bu dili kullanmasını engellemesi gerekir. Cumhurbaşkanlığı makamı şu an işgal altında. Bir kişinin cumhurbaşkanı olabilmesi için tarafsız olması gerekiyor. TBMM'de tarafsız olacağına dair yemin etti mi, etti. Ben namus ve şeref kavramından ne alıyorsunuz diye sordum kendisine. Çünkü bunun üzerine yemin etti TBMM'de. Benim cumhurbaşkanım değil mesela. Beni temsil etmiyor. Kimi temsil ediyor. AK Parti'nin olabilir mesela. Ama Türkiye'nin Cumhurbaşkanı değil.PYD tartışmasıOrtadoğu'da PYD'ye meşruiyet kazandıran kim? Cevabını vereyim, Recep Tayyip Erdoğan. Salih Müslüm'i kırmızı halılarla kim davet etti, kim sofralara davet ettiler. Defalarca niye getirdiler. Şimdi terör örgütü yaptılar, ne oldu. PYD'ye dediler ki Esad'la çatışacaksın, bunlar da dedi ki o zaman ben seni terör örgütü ilan ediyorum. Meşruiyet kazandıran bunlar. O nedenle bunların yatacak yeri yok diyorum. Senin Suriye'nin iç işlerinde ne işin var. gitti bulaştı. PYD'yi kucaklayan kim? Sen terör örgütü olarak kabul etmedin ABD de kabul etmedi. Asıl sorumlu Erdoğan'dır, meşruiyet kazandıran odur. Başımıza bela eden kişi odur. Suriye'yi de başımıza bela eden odur. Silahlı terör örgütlerini Türkiye üzerinden Suriye'ye bela eden de odur. Gelinen nokta da ABD ve Rusya'nın örgütleri silahlandırmaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Egemen güçlerin kendi egemenliklerini ilan edeceği bir yer olmamalı Ortadoğu. İnsanlık dramına süratle son verilmelidir. Böyle devam ederse bundan en büyük zararı Türkiye görecek. Benzinin üzerine ateşle gidilirse sonuçlarını görürüz ve görüyoruz da."Ekonomi iyiye gitmediği için bir an önce erken seçime gitme amacı dile getiriliyor"
Bu operasyon süreci ile erken seçim arasında bağlantı var mı?Erken seçim olabilir, bu söyleniyor zaten. Ekonomi iyiye gitmediği için bir an önce erken seçime gitme amacı dile getiriliyor. Afrin operasyonunu bir erken seçim kozu olarak kullanmak en azından doğru değil. Afrin olayı bizim milli bir sorunumuzdur ve Türkiye milli bir duruş sergilemiştir. Bir partinin mücadelesi değildir. Türkiye'nin mücadelesidir.Kurultay süreciKurultayımız var, şenlikli bir kurultay olacak. Demokrasinin olmazsa olmazıdır. AK Partiye de davet var, kurultay için. Sanatçılara da var davetimiz. Yabancılara da var.İttifak arayışlarıTürkiye hep koalisyonlarla yönetiliyor demişlerdi. Şimdi ne oluyor. Bakın koalisyonsuz olmuyor. Tek başına olmalıyız demişlerdi. Yüzde 50 artı 1'i bulamıyoruz o zaman koalisyon yapalım diyorlar. Yani halkı kandırdılar. Halka yalan söylediler.Şu an parlamentoya gelen bir düzenleme yok, doğmamış çocuğa don biçmek gibi birşey oluyor. Demokrasiye katkı yapacaksa elbette destek veririz. Yüzde 10 barajı demokrasinin önündeki duvardır olmaması gerekir. Sivil darbeciler sahip çıktı. Kim onlar? Erdoğan ve arkadaşları. Bizim yüzde 10 barajıyla sorunumuz yok biz demokrasinin güçlenmesini istiyoruz. Demokrasi zemin kaybediyor. Sadece bizim değil herkesin ortak amacı olmalı. Baraj makul bir düzeye inebilir, yüzde 3 olur, 5 olur, sıfır olur. Bu sayede milli irade tam olarak yansımış olur.