Röportaj
Yayınlanma: 03 Eylül 2018 - 12:16
Güncelleme: 03 Eylül 2018 - 12:56
Göksel Aksel, Hande Yener'in yeni gözdesi ile konuştu
Hande Yener’in klip partneri, dünyaca ünlü model Rozle Langus Türkiye’de ilk kez Habercuk’a konuştu!
Röportaj
03 Eylül 2018 - 12:16
Güncelleme: 03 Eylül 2018 - 12:56
İngilizce bir çalışma oluşu, özgün video klibi, klipte rol alan yabancı modeli ve dahası ile 2018’in son aylarına damga vuracak olan Hande Yener’in yeni şarkısı ‘Love Always Wins’ dinleyici ile buluştu. Geçtiğimiz günlerde video klibi de yayınlanan şarkının LGBTİ sloganı taşıyor olması da ayrı bir sansasyon yaratacağa benziyor.Klipte Hande Yener’in sevgilisi rolünü üstlenen gizemli yakışıklının kim olduğu, klip yayınlanır yayınlanmaz blog sitelerde ve sosyal medyada merak konusu oldu. Bir anda Türkiye’de hayran kitlesine kavuşan rozle langus ise ülkemizde ilk kez Habercuk’a röportaj verdi.Yazarımız, Kişisel Gelişim Uzmanı Göksel Aksel’in Rozle Langus ile yaptığı röportaj sizlerle!Hande Yener’in LGBTİ sloganı olarak bilinen ‘Love Always Wins’ adıyla şarkı hazırladığı ve bu şarkının klip çekimlerinin yapıldığını öğrendiğimde ucundan kıyısından soruşturdum. Klip çekilirken aldığım haberlere göre, klipte ‘gizemli yakışıklı sevgili’ rolünde yabancı bir model oynuyordu. Sağolsun bir iki arkadaşım modelimizin fotoğrafını attılar bana. Görür görmez dedim ki, bu çocuk Türkiye’de çok beğenilir. Hemen kolları sıvadım ve daha klip çekimleri bitmeden kendisine ulaştım. Röportaj teklifimi kibar bir şekilde kabul etti. Saatlerce sohbet ettik, öyle iyi bir insan ki anlatamam... Video-call aracılığı ile röportajımızı bitirdik. İngilizce olarak gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi bizzat kendim Türkçe’ye çevirdim. Geçen ay hazır olan röportajımızı siz değerli okurlarımızla buluşturmak için klibin yayınlanmasını bekledik. Ve işte röportajımız...-Değerli Rozle, okurlarımız için kendinden biraz bahseder misin lütfen?Tüm okurlarınıza merhaba! Ben aslen Slovenya’lı olan, 1986 doğumlu tipik bir balık burcuyum. Modellik işi için sürekli seyehat halinde olmam gerekiyor. Hem biraz daha kendi özel yaşam alanımı kurmak, hem de daha kolay seyahat edebilmek için Almanya’nın Hamburg şehrine yerleştim.-Modelliğin yanında profesyonel spor hayatın olduğunu ve squash oynadığını biliyoruz. Spor yaşamından bize bahseder misin?Evet, spor yaşamım devam ediyor; ve böyle de gitmesini istiyorum... Ebeveynlerin genç yaşta çocuklarına spor disiplinini ve etiğini öğretmeleri bence harika birşey. İşte bu yüzden benim için bunu yapan sportmen babama teşekkür borçluyum. Henüz çocukken tüm spor dallarının içindeydim. Paraşütle dalıştan basketbola, atletizmden plaj voleyboluna... Babamın 25 yıldır Slovenya’da bir spor kopmleksi var. Ben 19 yaşıma geldiğimde bir squash kortu kurduk ve o zaman squash’a aşık oldum diyebilirim. Üç yıl kadar yoğun şekilde oynadıktan sonra, profesyonel oldum.-Modellik hayatın nasıl başladı? Model olmaya nasıl karar verdin?Bu aslında komik bir hikaye. Squash kariyerime ara verdiğim bir dönemde Milano’da modellik yapan bir arkadaşımı ziyarete gittim. Sürekli beni ajansına götürmeye çalışıyordu ve görüşmem konusunda ısrar ediyordu. Tatilimin son günlerinde ısrara dayanamayıp ajansa gittim. Beni gördükleri an beğendiler ve biranda kendimi Just Cavalli showroom’undaki ilk modellik işimde buldum! Önceleri çok istekli değildim, utangaçtım (aslında hala öyleyim diyor ve gülüyor). Modellikte şansım olup olmayacağını merak ediyordum ama gelen iş teklifini reddettim, çünkü tatilimin bitmesine 3 gün vardı ve gelen iş 3 hafta sürecekti. Milano’dan ayrıldım. Bir yıl kadar sonra kendi başıma Milano’ya gidip şansımı denemek istedim ve o günden beri inişler çıkışlar yaşamış olsam da doğru karar verdiğimi görüyorum. Model olarak dünyayı geziyor, değişik tecrübeler ediniyor ve pek çok kültür tanıyorum. Her zaman derim, en iyi sokaklarda gezerek öğrenirsin...-Dünya çevresinde çalıştığın en iyi markalar kimlerdi?Çalışma fırsatı yakaladığım müşterilere ve markalara daima teşekkür borçluyum, hepsi çok iyiydi. Fakat Giorgio Armani’nin yeri bende hep başkadır. Onunla çalıştığım için daima gurur duyarım. Yalnızca benim için değil, dünyanın gözünde de en önemli moda markası!Gelelim Hande Yener’li sorulara...-Hande Yener’in klibindeki iş nasıl gelişti?İstanbul’daki müşteriler genellikle yüzyüze görüşmek isterler ki bence gayet haklılar, çünkü enerjinin tutup tutmadığını bu şekilde anlarsın. Hande’nin klibi için de aynısı oldu. Türkiye’de DAMAN ile çalışıyorum, çok başarılı ve global bir ajans. Teklif geldiğinde toplantı için İstanbul’a geldim. Ekibi gördüm ve herşey çok güzeldi. Beni seçtikleri için gayet mutlu oldum.-Hande Yener’le çalışmak nasıldı, anlatır mısın? En çok neyi sevdin ya da seni rahatsız eden birşeyler oldu mu?Hande ile çalışmak harikaydı. Tabii ki ben model olarak işimi yaptım. İnsanların arasında güzel bir enerji olduğu için hızlı, kolay ve eğlenceli bir iş oldu. Ve açıkça şunu söyleyebilirim ki, Hande Türkiye’de büyük bir star olmasına karşın, çok alçak gönüllü, kibar bir insan ve harika bir kişiliğe sahip. Yeri gelmişken Hande’nin bu klipteki başarılı aracısı olan Neda Sarmast’tan da bahsetmek isterim. Kendisi çok başarılı biri ve İran’da olmasına karşın, New York gibi medya işlerinin merkezi olan heryere uzanan bir pazara sahip.-Love Always Wins bir LGBTİ sloganı olarak bilinir. LGBTİ bireyler hakkındaki düşüncelerin neler ve sence Türk dinleyicisi bu şarkıyı nasıl karşılayacak?Ben hayaım boyunca insanların fikirlerini ve seksüel yönelimlerini umursamadım. Önemli olan insan olmak. Türk dinleyicinin tepkisini cidden tahmin edemem. Sadece şunu söyleyebilirim ki, şarkıda da söylendiği üzere, Aşk Daima Kazanır. İnsanlar arasında aşk olduktan sonra, geri kalan detayların hiçbir önemi yok...-Bu video klip yayınlandıktan sonra bence Türkiye’de büyük bir üne kavuşacaksın, çünkü Hande Yener’in geniş bir kitlesi var ve herkes seni tanıyacak. Burada bir ünlü olmak ister miydin?Hımmm... Ünlü olmanın iki tarafı vardır. Ben hayatımda kendi adıma başarılı olmayı isterim. Bu süreçte aniden daha da ünlü olabilirim tabii. Beni seven ve bana inanan daha fazla insan olması hoşuma gider. (gülümsüyor)-Türkiye’de nereleri gezdin ve düşüncelerin neler?Bursa, Antalya, Ankara, Bodrum ve İzmir’de bulundum. Türkiye ile ilgili aklıma ilk gelen şey daima güzel yemek bulabileceğiniz! (gülüyor). Türkiye’de gezdiğim şehirler harikaydı ve söylemem gerekiyor ki, bir yeri güzel ya da kötü yapan şey o yerin insanıdır... Bence Türkiye oldukça güzel...-Şuandan itibaren kariyer planında neler var?Ben genellikle akışına bırakmaya çalışırım. Düşündüğümüz şeyleri çevremizde yaratırız. Benim için önemli olan, kendim olarak, gerçek kalarak çalışmak. İnanıyorum ki yaptığımız işe çok sıkı şekilde inandığımız sürece, evren bize daima harika şeyler gönderecektir.-Son olarak neler söylemek istersin?Röportaj için sana ve Habercuk ekibine çok teşekkür ederim. Herşeyin bir sebebi vardır ve inanıyorum ki bu röportaj ikimize de güzel şeyler getirecek. Seninle tanıştığım için ayrıca mutluyum, muhteşem bir kişiliksin! Tüm okurlarınıza teşekkürlerimi ve sevgilerimi gönderiyorum.Röportaj: Göksel AKSELİngilizce Aslından Çeviri ve Düzenleme: Göksel AKSEL
İlginizi Çekebilir