CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, deprem bölgesindeki çalışmalarının ardından geldiği memleketi Trabzon’da basın toplantısı düzenledi. Açıklamalarına depremlerin büyük yıkıma neden olduğu illerin durumlarını anlatarak başlayan CHP Trabzon Milletvekili Kaya, depremin yaşandığı ilk günlerde insanların kaderleriyle baş başa bırakıldığını yineledi.
“İNSANLAR ÇARESİZLİK İÇİNDE FERYAT EDE EDE ÖLDÜLER”
Depremin yaşandığı illerde çok ağır dramların yaşandığını söyleyen Kaya, “Kim ne derse desin, ben gördüğümü söylüyorum. O televizyonlardaki manzaraların bir çoğu hikaye. Birçok ceset o enkazların altından sapasağlam çıktı, donarak ölmüşlerdi çünkü. Yüzlerce insanın cansız bedenleri çıktı. Çok ağır dramlar vardı. Maalesef bu koca devlete hükümet edenler ve bu devletin güçleri ilk günlerde orada vatandaşlarımızı yalnız ve çaresiz bıraktılar. Bu devlet hepimizin. Ama zor günümüzde yanımızda olması gereken Kızılay’ı, AFAD’ı birçok yetkilisi maalesef orada yoktu ve insanlarımız çaresizlik içinde feryat ede ede orada öldüler” dedi.
CUMHURBAŞKANININ TALİMATI OLMASA SEN ORADAN BİR CANI KURTARMAYACAK MISIN?
Deprem bölgelerine geç müdahale edilmesine tepki gösteren Kaya, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Kahramanmaraş’ta depremin üçüncü gününde bir komutanımızı gördüm. “Neredeydiniz” diye sordum. ‘Vekilim biz emir komuta zinciri içinde hareket ediyoruz, talimat bekledik. Emir gelince, geldik’ dedi. Hatta askerlerin bir an önce bölgeye gitmek istediklerini üzülerek söyledi. Tayyip Bey orada olamadıkları için çıktı özür diledi ama Adıyaman için özür diledi. Oysaki hiçbir ilde yoktular. İlk günlerde söylenen Suriyelilerin bölgede olduğu iddia edildi. Oraları talan etmişler. Ortada bir otorite boşluğu var. Asker yok, polis yok, kolluk kuvvetleri olmayınca, kim oldukları tartışılabilir, durumu fırsata çevirmiş, oraları talan etmiş, hatta ölümler olmuş, çatışmalar olmuş. Askerimiz neden sahada değildi. Madencilerimiz de üçüncü günün sonunda gelebildiler. Birçok belediyemiz oradaydı, Kahramanmaraş Belediyesi’nin bir tane çalışanı gördüm. Devleti öyle bir hale getirdiler ve küçülttüler ki, eskiden Köy Hizmetleri vardı. Bir sürü iş makinesi vardı. Bütün kurumları yok ettiler. Sadece DSİ vardı, onu da küçülttüler. İyi ki belediyeler vardı. Türkiye Cumhuriyeti öyle bir hale getirildi ki ‘tek adam’ diyoruz ya her şey onun ağzından çıkacak söze bakıyor. Koca koca bakanlar çıkıyor, ‘Sayın Cumhurbaşkanının talimatıyla…’ diyor. Sayın Cumhurbaşkanının talimatı olmazsa sen oradan bir canı kurtarmayacak mısın? Devlet bu hale getirildi. Oysa bu afet durumlarda acil eylem planları vardır. Sen bir yetkili olarak durumdan vazife çıkartırsın, hiç talimat beklemeksizin müdahale edersin”