"Bakıyorum Trabzonspor'da büyük çoğunluk Rıza Çalımbay'ın kellesinin alınmasını iple çekiyor. Ersun Yanal gibi bir çukur adamın görevine son verilmesinden sonra iş başı yaptırılan Çalımbay ile işler biraz iyi gidince, "İşte çözüm, yönetimin yaptığı en iyi iş" şeklinde değerlendirmelerde bulunan ve kendini sözde kanaat önderi görenler, alınan kötü sonuçlarla birlikte bu kez aynı ismin giyotine gitmesi için adeta söz birliği yapmışlar...Rıza Çalımbay kuşkusuz yanlış hamleler yapıyor, Trabzonspor'un ruhuna uygun futbol oynatamıyor ve özellikle Yusuf Yazıcı'yı, Jose Sosa'ya kazanma adına harcama çabası kabul edilebilir değil. Ancak Bordo-Mavili kulüpte Rıza Çalımbay veya onun gibi teknik direktörler başarısızlık zincirinin son halkalarıdır.Bakın bir şey daha söyleyeyim Muharrem Usta ve yönetimi de, daha önceki İbrahim Hacıosmanoğlu ve ekibi de öyle çok çok suçlu değillerdir.Şaşırdınız değil mi?Asıl suçlu trabzonspor camiasının birer neferi olduğunu söyleyen ancak bu kulübü derinliğine tahlil etmekten yoksun önderlerdir, milyonlarla ifade edilen taraftarlardır. Bu kulübün sayesinde yaşamını sürdüren yerel medyadır. Kentin siyasetçisidir, sivil toplum örgütleridir, meslek odalarıdır...Kısacası tüm camiadır.Trabzonspor çok büyük başarılara imza attı. Şampiyonluklar elde etti, tüm Türkiye'yi titretti, Avrupa'da söz sahibi oldu. Yani büyük takım oldu fakat asla ve asla büyük camia olamadı.Büyük camia olabilseydi 1995/96'da ve 2004-2005'te bu kulübün elinden şampiyonluğu alınıp Fenerbahçe'ye verilemezdi.Bu kulüp büyük bir camiaya sahip olsaydı 2010-2011 şike ahlaksızlığıyla çalınan kupası hala daha Fenerbahçe müzesinde yer almazdı. Bırakın bunu o sezon içinde dönemin başbakanının da desteğiyle TFF, kurulları ve hakemle boğazlanmaya çalışılamazdı.Ama büyük takım bir türlü büyük camia yaratamadı.Taklitçi, paraya, siyasete esir yönetimler 1982'den itibaren Trabzonspor'un başına bela edildi. Mustafa Günaydın ile başlayan, Mehmet Ali Yılmaz ile adeta kutsanan İstanbul orijinli başkan modelinin son halkasıdır Muharrem Usta... Suçlu arayan önce 1980'li yıllardan başlamalı işe!..O dönemden itibaren İstanbul'un burjuva kisveli takımları taklit edildi. Sözde dünya kulübü yaratılacaktı ama içi boşaltıldı büyük çoğunluğun sesi çıkmadı.Yabancılaştırıldı,bunu yapanlar ve yaptıranlar kahraman ilan edildi. Kendi öz kaynaklarından yetişenlerin en küçük hataları affedilmedi, darağacına çekildi. Yabancı el üstünde tutuldu.Yapılan transferlerin büyük bölümü tam bir hayal kırıklığı ve skandal olmasına rağmen sokaktaki insan, "Yeni transfer var mı?" hezeyanı içinde hareket etti. Büyük kitle, yönetenlere, "Dönün gerçek kimliğinize, yoksa koltuklarınızı başınızda parçalarız' diyemedi.Öz kaynak modeline büyük yatırımlar yapılmasını isteyen ve artık bu içi geçmiş transfer modasına. popülizme geçit verilmemesini talep edenler Dinazorlukla, çağ dışı kalmakla suçlandı.Ve her başarısızlıkta fatura ya teknik direktörlere, ya da bir takım günahsız futbolculara çıkarıldı.Şimdi de Rıza Çalımbay kurban edilmek isteniyor.Ne yazık ki hep aynı deneyi yapıp, farklı sonuçlar bekleyen ahmaklara dönüldüğünün farkına varmıyor bile bugün teknik direktör kellesini isteyenler...Son bir şey söyleyeyim mi?Biliyorum birçoğunuz Trabzonspor'u bu duruma düşüren şeytanı taşlamak istiyorsunuz...Anlıyorum da...Ama şeytanı yaratan sistemin kökleşmesi suçunu işleyenleri görmek iç in aynaya bakmalıyız cepheden...Çünkü suçlu biraz da aynada gördüklerimizdir!"
TrabzonSpor
Yayınlanma: 07 Mart 2018 - 11:51
Güncelleme: 07 Mart 2018 - 12:17
Aynı deneyi yapıp, farklı sonuçlar bekleyen ahmaklar...
Üst üste yaşadığı puan kayıplarından sonra kaos ortamına giren Trabzonspor ile ilgili usta gazeteci Adnan Sungur, sosyal medya hesabından değerlendirme yaptı. Sungur, gelinen noktada faturanın Rıza Çalımbay'a kesilmesinin hiç bir anlamı olmayacağının da altını çizdi ve "suçlu aynada gördüklerimizdir" dedi...
TrabzonSpor
07 Mart 2018 - 11:51
Güncelleme: 07 Mart 2018 - 12:17